top of page
Ara

Akciğer Kanseri - YERYOV İlaç Kazandığımız Davanın Sonucu !!!

TÜRK MİLLETİ ADINA



T.C.

İSTANBUL .

İŞ MAHKEMESİ


GEREKÇELİ KARAR



ESAS NO : 2022/

KARAR NO : 2024/

HAKİM :

KATİP :

DAVACILAR :

VEKİLİ : Av. TÜRKER FATİH ÇİÇEK -

DAVALI : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU -

VEKİLLERİ :

DAVA : İş (Kurum İşleminin İptali İstemli)

DAVA TARİHİ : 09/09/2022

KARAR TARİHİ : 17/09/2024

KARARIN YAZIM TARİHİ : 11/10/2024

Bakırköy . İş Mahkemesinden verilen 2022/ E - 2022/ K sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize gönderilen İş (Kurum İşleminin İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,


GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisinin akciğer kanseri olduğunu, doktoru tarafından tedavinin IPILIMUMAB etken maddeli YERVOY isimli ilaçla devam etmesi gerektiğine karar verildiğini, davalı Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde yer almadığından bahsile ilaç bedelinin ödenmediğini, davalı Kurum işleminin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek; müvekkillerinin murisinin tedavisinde kullanmış olduğu 95.040,00 TL ilaç bedelinin davalı Kurum tarafından karşılanması gerektiğinin tespitine ve aksine kurum işleminin iptaline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.


SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.


KABUL VE GEREKÇE: Taraflar arasındaki ihtilaf; davacılar murisinin kullanmış olduğu olduğu ilaç bedelinin davalı kurum tarafından ödenmesi ve aksine kurum işleminin iptalinin mümkün olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.


Kuruma başvuru dava şartının, dava açılmadan önce davacı tarafça yerine getirilmiş olduğu görülmüştür.

Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümünde ilgili doktor tarafından T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna tarihli başvuru ile Selahattin Kotan isimli hastanın rahatsızlığı olan mezotelyoma tanısının tedavisinde endikasyon dışı kullanım olarak nivolumab etkin maddeli ilacın kullanılması için başvuru yaptığı, T.C.Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun cevabi yazısında olan “mezotelyoma” tanısının tedavisinde nivolumab ve ıpılimumab etkin maddeli ilacın kullanımının uygun olduğu bildirilmiştir.


Mahkememizce ilgili Hastaneden, İlgili Sosyal Güvenlik Merkezinden ve Tıbbi Cihaz Kurumundan gerekli bilgi ve belgeler celb edilmiştir.

Yargıtay . Hukuk dairesinin tarih 2021/ E - 2021/ K sayılı ilamı ve benzer yargıtay kararları dikkate alınarak; dava konusu uyuşmazlığa dair değerlendirme yapılmak üzere dosyanın belirlenecek Üniversite Hastanesi Tıbbi Medikal Onkoloji Bilim Dalı'na tevdi edilerek oluşturulacak 3 kişilik onkoloji uzman heyetinden uyuşmazlık konusu ilacın ülkemizdeki ruhsat durumunun belirtilmesi ile davacının bahsi geçen rahatsızlığının ruhsatlı kullanım durumuna uygun olup olmadığı, ilacın endikasyon dışı kullanım şartlarının tartışılması ile davacının tıbbi geçmişi itibariyle endikasyon dışı kullanım şartının sağlayıp sağlamadığı, davaya konu ilacın söz konusu kanser hastalığının tedavisinde hayati öneme haiz ve kullanılmasının zorunlu olup olmadığının dolayısıyla kullanılmasının tıbben ve fennen sigortalının iyileşmesine katkıda bulunup bulunmayacağı, ilacın hangi tür kanser hastalarında hangi evrede ve hangi dozda kullanılacağının ve bu hususların nasıl belirleneceğinin, davaya konu ilaçla yapılacak tedavinin bilinen mevcut tedavi yöntemlerine göre daha etkin ve daha yararlı olup olmadığı, bu saptama yapılırken dosya içinde tedaviyi yürüten hekimlerin mevcut görüş, karar ve raporlarınında irdelenip varsa çelişkilerin gerekçeli olarak giderilmesi, bu belirlemeler yapılırken iyileştirme kavramından anlaşılması gerekenin sigortalı hastanın sağlığına kavuşması ve hastalığın iyileşmesi hususu olduğunun gözetilerek istenilen hususları karşılar nitelikte rapor alınmak üzere dosya İç Hastalıkları Tıbbı Onkoloji Uzmanı Uzm.Dr. , Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. , Medikal Onkoloj Uzmanı Doç. Dr. dan oluşan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Medical Onkoloji bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor gerekçeleri itibari ile olaya uygun ve denetime açık olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır.

Bilirkişi heyeti raporunda; davaya konu olan isimli hastanın dava dosyasında yer alan tıbbi belgelerin incelenmesi neticesinde; davacılar murisinin tedavisinde CheckMate 743 çalışmasında nivolumab + ipilimumab kullanımı standart kemoterapi koluna göre ortanca yaşam süresini rakamsal olarak 4 ay artırdığını, Nivolumab+ipilimumab kullanılması hastalığı iyileştirerek, hastalığa bağlı ölümü engellemeyeceğini, sadece hastalığa bağlı ölümü standart tedaviye göre biraz daha geciktirebileceği yönünde kanaatini bildirmişlerdir.

Anayasanın 56. maddesi“Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.” hükmünü amirdir.


Yukarıda bahse konu devletin sağlık hizmetlerini yerine getirme yükümlülüğü ile ilgili anayasal düzenlemedeki görevlerin icrasına yönelik ise 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda bir takım yasal düzenlemeler getirilmiştir.

“Sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile bunlardan yararlanma” başlığı altındaki 5510 sayılı Kanun’un 62. Maddesinde: “Bu Kanun gereğince genel sağlık sigortasından sağlanacak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanmak, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bir hak, Kurum için ise bu hizmet ve hakların finansmanını sağlamak bir yükümlülüktür.

Sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan genel sağlık sigortalısı ile bakmakla yükümlü olduğu kişiler yararlandırılır.

Bu Kanun kapsamındaki kişilere sağlanacak sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile kişilerden alınan primlerin tutarı arasında ilişki kurulamaz.” düzenlemesi yer almaktadır. “Sağlanan Sağlık Hizmetleri ve Diğer Haklar” başlıklı II. Bölümde ise finansmanı sağlanacak ve sağlanamayacak sağlık hizmetlerinin kapsamı düzenlenmiştir.

5510 sayılı Kanun’un 63. maddesinde finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerine ilişkin dava konusu ile ilgili olarak;“Genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını; hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını; iş kazası ile meslek hastalığı, hastalık ve analık sonucu tıbben gerekli görülen sağlık hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hallerinin ortadan kaldırılmasını veya azaltılmasını temin etmek amacıyla Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetleri şunlardır:

a) ...b) Kişilerin hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak; hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, hasta takibi ve rehabilitasyon hizmetleri, organ, doku ve kök hücre nakline ve hücre tedavilerine yönelik sağlık hizmetleri, acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbî bakım ve tedaviler, c)…,d)…,e)…,f) Yukarıdaki bentler gereğince sağlanacak sağlık hizmetleriyle ilgili teşhis ve tedavileri için gerekli olabilecek kan ve kan ürünleri, kemik iliği, aşı, ilaç, ortez, protez, tıbbî araç ve gereç, kişi kullanımına mahsus tıbbî cihaz, tıbbî sarf, iyileştirici nitelikteki tıbbî sarf malzemelerinin sağlanması, takılması, garanti süresi sonrası bakımı, onarılması ve yenilenmesi hizmetleri,


(Değişik fıkra: 6/2/2014-6518/81 md.) Kurum, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usul ve esaslarını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir. Ancak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görüşünün alınması (f) bendinde belirtilen ortez, protez ve diğer iyileştirici nitelikteki araç ve gereçlerin miktarını, standartlarını, sağlanmasını, uygulanmasını, kullanma sürelerini ve garanti süresi sonrası bakım, onarım ve yenilenmesi hususlarını kapsar. Kurum, bu amaçla komisyonlar kurabilir, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabilir. Komisyonların çalışma usul ve esasları Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Kurumca belirlenir…”,

5510 sayılı Kanun’un 64. maddesinde finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetlerine ilişkin dava konusu ile ilgili olarak;“Kurumca finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetleri şunlardır: a) ..., b)…, c)…, d) (Ek: 17/1/2012-6270/7 md.) 63 üncü maddeye göre yöntem, tür, miktar ve kullanım sürelerinin belirlenmesi sonucunda Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin kapsamı dışında bırakılan sağlık hizmetleri.


Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak, Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”,

“Katılım payı alınmayacak haller, sağlık hizmetleri ve kişiler” başlıklı 5510 sayılı Kanun’un 69. Maddesinin d bendinde ise dava konusu ile ilgili olarak;“68 inci maddede sayılan sağlık hizmetlerinden katılım payı alınmayacak haller, sağlık hizmetleri ve kişiler şunlardır: a) ..., b)…, c)…, d) Sağlık raporu ile belgelendirilmek şartıyla; Kurumca belirlenen kronik hastalıklar ve hayati önemi haiz 68 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sağlık hizmetleri ile organ, doku ve kök hücre; nakli.”,

Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliğinin 39. Maddesinin e ve f bentlerinde ise dava konusu ile ilgili olarak;“…Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları tarafından sağlık raporu ile belgelendirilmek şartıyla; Kurumca belirlenen kronik hastalıklarda bu Yönetmeliğin 33, 34 ve 35 inci maddelerinde belirtilen katılım payları alınmaz. Kurum, ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi, ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçleri ile ayakta tedavide sağlanan ilaçlar bakımından, katılım payı alınmayacak kronik hastalıkları ayrı ayrı belirleyebilir. Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları tarafından sağlık raporu ile belgelendirilmek şartıyla;_Kurumca belirlenen hayati öneme haiz ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçlerinden katılım payı alınmaz…" düzenlemeleri bulunmaktadır.


Kurum yönetmelik ile verilen görev kapsamında katılım payından muaf kronik hastalıkları Sağlık Uygulama Tebliğinin ekinde belirlemiştir. Sağlık raporu ile belgelendirilmesi şartıyla; Kurumca belirlenen SUT Eki "Ayakta Tedavide Hekim ve Diş Hekimi Muayenesi Katılım Payı Alınmayacak Kronik Hastalıklar Listesi" nde (EK-1/A) yer alan kronik hastalıklarda, kişileri bu hastalıkları ile ilgili uzmanlık dalındaki ayaktan muayenelerinde SUT'un 1.8.1 maddesınde tanımlanan katılım payı alınmamaktadır. Ek liste düzenlemesi ise kurum tarafından liste halinde belirlenmiş ve Katılım Payı Alınmayacak Kronik Hastalıklar Listesininde "C45.9 Mezotelyoma, tanımlanmamış” hastalığının da bulunduğu görülmüştür.


Sağlık raporu ile belgelenmesi kaydıyla bu listede yer alan tanılarda geçerli olmak üzere ilgili branşa başvurularda SUT'un 1.8.1 numaralı maddesinde tanımlanan katılım payı alınmamaktadır. Bu kapsamda müteveffa davacının tanılı hastalığının"C45.9 Mezotelyoma, tanımlanmamış” maddesi kapsamında olduğu görüldüğünden katılım payı alınması mümkün olmayacaktır.

Böylelikle; davacılar murisinin Kurumun sigortalısı/hak sahibi olması,

Takibini yapan onkologlar tarafından bahse konu ilacın tüm yan etkileri göze alınarak kullanılmaya başlanılmış olması,

Davacının hastalığının tanısı ve tedavisinde karar veren hekimlerin konusunun uzmanı olmaları ve diğer tedavileri denedikten sonra son aşamada bahse konu ilacı tercih etmiş olmaları, halen de dünyada benzer tedavi yaklaşımının bahsi geçen hastalıkta uygulanması, Tanıya ve İlaç Raporuna uygun ilaçların yazılmış ve İlaç Raporunda belirtilen dozlarda da tedavinin uygulanmış olması, Davacılar murisine ugulanan dava konusu ilaç tedavisi ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç Ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na tedavisini yapan hastane tarafından tedavi öncesinde başvuruda bulunulmuş olması ve yukarıdaki tüm tespitler birlikte dikkate alındığında, davacılar murisinin tedavisinde hekimi tarafından kullanılması uygun görülen dava konusu ilaç bedellerinin katılım payı alınmadan ödenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.


İlaç bedelinin uygunluğu yönünden yapılan değerlendirmede;


Davacılar vekili, davacılar murisinin dava konusu ilaca dava tarihine kadar yaptığı ödemelerin tahsilini talep etmiştir.


Dosya kapsamına sunulan belgelerden 23.05.2022 tarihinde 95.040,00 TL ilaç bedeli ödemiş olduğu anlaşılmış, Türkiye Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından gönderilen 15.09.2022 tarihli cevabı yazısında ilacın 50 mg için KDV dahil 23.05.2022 tarihindeki fiyatının 23.807,67 TL, 200 mg için fiyatının ise KDV dahil 95.144,48 TL olduğunun bildirildiği, bu durumda davacıların ilaç için ödediği bedelin piyasa fiyatı sınırları dahilinde olduğu anlaşıldığından, bu bedelin davacılara ödenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.


Yapılan yargılama, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporu ve tüm dosya kapsamından; davanın kabulü ile, davacıların murisinin tedavisinde kullanılan "YERVOY" isimli ilacın bedelinin davalı kurum tarafından kesinti yapılmaksızın karşılanması gerektiğinin tespitine, aksine kurum işleminin iptaline, davacılar murisi tarafından yapılan 95.040,00 TL'nin davalı kurumdan alınarak davacılara verilmesine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.


HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davanın kabulü ile;

a) Davacıların murisinin tedavisinde kullanılan "YERVOY" isimli ilacın bedelinin davalı kurum tarafından kesinti yapılmaksızın karşılanması gerektiğinin tespitine, aksine kurum işleminin iptaline,

b) Davacılar murisi tarafından yapılan 95.040,00 TL'nin davalı kurumdan alınarak davacılara verilmesine,

c) Davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

d) Karar kesinleştiğinde yatırılan peşin harcın ve bakiye avansın davacılara iadesine,

e) Davacı tarafından yapılan müzekkere ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 5.922,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,

f) Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm altına alınan kabul edilen toplam alacak üzerinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan ve daha az olamayacağından 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,


Dair huzurda bulunan taraflar vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize veya mahkememize ulaştırılmak üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/09/2024


Katip Hakim

0 yorum

Commenti


bottom of page