Deri Malign Melanomu Tanısı - Opdivo (Nivolumab) İlaç Aldığımız Dava Kabul Kararı
Güncelleme tarihi: 15 Oca
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C. İSTANBUL . İŞ
MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/
KARAR NO : 2024/
HAKİM :
KATİP :
DAVACI(MÜTEVEFFA) :
MİRASÇILAR :
VEKİLLERİ :Av. TÜRKER FATİH ÇİÇEK
DAVALI : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU -
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2022
KARAR TARİHİ : 14/11/2024
KARARIN YAZIM TARİHİ : 23/12/2024
Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline deri malign melanomu teşhisi konulduğunu, uzman doktoru tarafından tedavisinde "NİVOLUMAB (OPDİVO)" isimli ilacın kullanılmasının uygun görüldüğünü, ilaç bedelinin ödenmesi için kuruma başvurduklarını ancak kurum tarafından taleplerinin reddedildiğini belirterek müvekkilinin tedavisinde kullanılan "NİVOLUMAB (OPDİVO)" isimli ilaç bedelinin ihtiyati tedbir yoluyla SGK tarafından karşılanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KABUL VE GEREKÇE: Taraflar arasındaki ihtilaf; müteveffa davacının kullanmakta olduğu ilaç bedelinin davalı kurum tarafından ödenmesi ve aksine kurum işleminin iptalinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Kuruma başvuru dava şartının, dava açılmadan önce davacı tarafça yerine getirilmiş olduğu görülmüştür. İstanbul Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümünde ki ilgili doktor tarafından T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna tarihli başvuru ile isimli hastanın rahatsızlığı olan mide maling neoplazmı tanısının tedavisinde endikasyon dışı kullanım olarak ilacın kullanılması için başvuru yaptığı, tarihli T.C.Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun cevabı yazısında isimli hastanın rahatsızlığı olan Meme Maling Neoplazmı hastalığı tanısının tedavisinde, "NİVOLUMAB (OPDİVO)" isimli ilacın ülkemizde ruhsatlandırıldığını ve kuruma başvuruda bulunmasına gerek bulunmadığının bildirildiği görülmüştür. Mahkememizce ilgili Hastaneden, İlgili Sosyal Güvenlik Merkezinden ve Tıbbi Cihaz Kurumundan gerekli bilgi ve belgeler dosya kapsamına alınmıştır. Yargıtay . Hukuk dairesinin tarih 2021/ E - 2021/ K sayılı ilamı ve benzer yargıtay kararları dikkate alınarak; dava konusu uyuşmazlığa dair değerlendirme yapılmak üzere dosyanın belirlenecek Üniversite Hastanesi Tıbbi Medikal Onkoloji Bilim Dalı'na tevdi edilerek oluşturulacak 3 kişilik onkoloji uzman heyetinden uyuşmazlık konusu ilacın ülkemizdeki ruhsat durumunun belirtilmesi ile davacının bahsi geçen rahatsızlığının ruhsatlı kullanım durumuna uygun olup olmadığı, ilacın endikasyon dışı kullanım şartlarının tartışılması ile davacının tıbbi geçmişi itibariyle endikasyon dışı kullanım şartının sağlayıp sağlamadığı, davaya konu ilacın söz konusu kanser hastalığının tedavisinde hayati öneme haiz ve kullanılmasının zorunlu olup olmadığının dolayısıyla kullanılmasının tıbben ve fennen sigortalının iyileşmesine katkıda bulunup bulunmayacağı, ilacın hangi tür kanser hastalarında hangi evrede ve hangi dozda kullanılacağının ve bu hususların nasıl belirleneceğinin, davaya konu ilaçla yapılacak tedavinin bilinen mevcut tedavi yöntemlerine göre daha etkin ve daha yararlı olup olmadığı, bu saptama yapılırken dosya içinde tedaviyi yürüten hekimlerin mevcut görüş, karar ve raporlarınında irdelenip varsa çelişkilerin gerekçeli olarak giderilmesi, bu belirlemeler yapılırken iyileştirme kavramından anlaşılması gerekenin sigortalı hastanın sağlığına kavuşması ve hastalığın iyileşmesi hususu olduğunun gözetilerek istenilen hususları karşılar nitelikte rapor alınmak üzere dosyaİç Hastalıkları Tıbbı Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. , Tıbbı Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. , Tıbbi Onkoloj Uzmanı Doç. Dr. 'den oluşan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Medical Onkoloji bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor gerekçeleri itibari ile olaya uygun ve denetime açık olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunda; Davacı hasta 'nin Ağustos 2020 tarihinde göğüs ön ve büyüyen kanamalı Nevüs ile başvurduğu, hastanın cilt lezyonunun cerrahi olarak çıkartıldığını, Patoloji sonucunda malign melanom, Clark level 4, breslow 25 mm yüksek mitoz olarak bildirildiğini, Kasım 2020 PET-BT de patolojik tutulum saptandığını, Aralık 2020'de supraklavikular ve aksillar lenf nodu ezsizyonu yapılan hastada aksillada malign melanom metastazı saptandığını, hastaya adjuvan pegile interferon alfa başlandığını, Şubat 2022 tairhinde akciğer metastazları gelişen hastaya TİTCK'dan endikasyon dışı izin alınarak Nivolumab etken maddeli OPDİVO başlandığını, Kranial metastazları nedeni ile radyoterapi aldığını, Toplam 5 kür Nivolumab alan hastanın (şubat-nisan 2022 arası) akciğer metastazlarında tedaviye yanıt görüldüğünü ancak birinde büyüme olması nedeni ile SBRT planlandığını, hastanın tarihinde eksitus olduğunu, o dönemde malign melanomda nivolumab ruhsatlı olmayıp tarihinde nolu nivolumab için endikasyon dışı izni mevcut olduğunu, Nivolumab etken maddeli OPDİVO halen OPDİVO monoterapi veya ipilimumab ile kombinasyon halinde ECOG performans durumu 0-1 olan yetişkinlerde ileri evre (rezeke edilemeyen veya metastatik) melanom tedavisinde endike olduğunu, davacı hastada kullanıldığı endikasyonda ülkemizde ruhsatlı ve dahası SGK tarafından geri ödemesi olan bir tedavi olduğunu, TİTCK tarafından 06/07/2022 tarihinde endikasyon dışı onam verildiğini ve ruhsat yerine geçtiğini, Melanom ilerlemiş melanom tedavisi Dakarbazin karşısında randomize faz 3 çalışma (CA209066) Nivolumab 3 mg/kg'ın ilerlemiş (rezeke edilemeyen veya metastatik) melanom tedavisi için güvenilirliği ve etkililiğini bir faz 3, randomize, çift kör çalışmada (CA209066) değerlendirildiğini, çalışmaya doğrulanmış, tedavi uygulanmamış, Evre III veya IV BRAF vahşi tip melanomu olan ve ECOG performans durumu 0 veya 1 olan yetişkin hastalar (18 yaş ve üzeri) dahil edildiğini, toplam 418 hasta her 2 haftada bir 60 dakika süreyle intravenöz yoldan uygulanan 3 mg/kg dozunda dakarbazin (n=208) almak üzere randomize edildiğini, objektif yanıt oranı %84 ve %29 olup nivolumab tedavisi kemoterapiye kıyasla %58, progress riskini %57 oranında azalttığını, nivolumab etken maddeli Opdivo; İpilimumab etken maddeli YERVOY ile kombine olarak ya da tek ajan olarak ileri evre malign melanom tedavisinde bir ve ikinci basamakta tüm uluslararası kılavuzlarca önerilen bir tedavi olduğunu, davacı hasta tanı anında evre 3, 2 yıl sonra evre 4 malign melanom olup 1. Basamak tedavi olarak Nivolumab'a verildiğini, ancak Nivolumab başlangıcından itibaren 5 ay içinde kaybedildiğini, Evre 4 malign melanom, yaygin akciğer metastazlı, cerrahi şansı olmayan hastada bu aşamada Nivolumab tek etkin tedavi seçeneği olduğunu, hastanın tedavi yönetiminde herhangi bir çelişki olmadığını, Malign melanomda ne yazık ki konvansiyonel kemoterapi yanıtı 0410-20 arasında olup, sağkalım katkısı olmadığını, eğer Nivolumab yerine kemoterapi verilseydi, etkisiz olacağı için hastanın sağlığında hızlı, ciddi ve geri dönüşümü olmayan bir bozulma ve yaşam beklentisinde azalmaya ve akciğeri yaygın tutan tümörler nedeni ile solunum yetmezliğine neden olacağı kanaatine varıldığını, Bu aşamada Nivolumab etken maddeli OPDİVO dışında hastaya uygulanacak etkin bir tedavi olmadığını, çaresiz hasta için tek tedavi seçeneğinin OPDİVO olduğunu, bu aşamada OPDİVO kullanımı bu hasta için hayati öneme haiz olduğunu, Nivolumab etken maddeli OPDİVO halen tüm kılavuzlarca önerilen, yaşam süresini uzatan, hastanın iyileşmesine katkısı olan bir tedavi olduğu yönünde kanaatlerini bildirmişlerdir. Anayasanın 56. maddesi“Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.” hükmünü amirdir. Yukarıda bahse konu devletin sağlık hizmetlerini yerine getirme yükümlülüğü ile ilgili anayasal düzenlemedeki görevlerin icrasına yönelik ise 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda bir takım yasal düzenlemeler getirilmiştir.“ Sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile bunlardan yararlanma” başlığı altındaki 5510 sayılı Kanun’un 62. Maddesinde: “Bu Kanun gereğince genel sağlık sigortasından sağlanacak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanmak, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bir hak, Kurum için ise bu hizmet ve hakların finansmanını sağlamak bir yükümlülüktür. Sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan genel sağlık sigortalısı ile bakmakla yükümlü olduğu kişiler yararlandırılır.
Bu Kanun kapsamındaki kişilere sağlanacak sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile kişilerden alınan primlerin tutarı arasında ilişki kurulamaz.” düzenlemesi yer almaktadır. “Sağlanan Sağlık Hizmetleri ve Diğer Haklar” başlıklı II. Bölümde ise finansmanı sağlanacak ve sağlanamayacak sağlık hizmetlerinin kapsamı düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanun’un 63. maddesinde finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerine ilişkin dava konusu ile ilgili olarak;“Genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını; hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını; iş kazası ile meslek hastalığı, hastalık ve analık sonucu tıbben gerekli görülen sağlık hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hallerinin ortadan kaldırılmasını veya azaltılmasını temin etmek amacıyla Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetleri şunlardır: a) ...b) Kişilerin hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak; hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, hasta takibi ve rehabilitasyon hizmetleri, organ, doku ve kök hücre nakline ve hücre tedavilerine yönelik sağlık hizmetleri, acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbî bakım ve tedaviler, c)…,d)…,e)…,f) Yukarıdaki bentler gereğince sağlanacak sağlık hizmetleriyle ilgili teşhis ve tedavileri için gerekli olabilecek kan ve kan ürünleri, kemik iliği, aşı, ilaç, ortez, protez, tıbbî araç ve gereç, kişi kullanımına mahsus tıbbî cihaz, tıbbî sarf, iyileştirici nitelikteki tıbbî sarf malzemelerinin sağlanması, takılması, garanti süresi sonrası bakımı, onarılması ve yenilenmesi hizmetleri, (Değişik fıkra: 6/2/2014-6518/81 md.) Kurum, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usul ve esaslarını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir. Ancak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görüşünün alınması (f) bendinde belirtilen ortez, protez ve diğer iyileştirici nitelikteki araç ve gereçlerin miktarını, standartlarını, sağlanmasını, uygulanmasını, kullanma sürelerini ve garanti süresi sonrası bakım, onarım ve yenilenmesi hususlarını kapsar. Kurum, bu amaçla komisyonlar kurabilir, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabilir. Komisyonların çalışma usul ve esasları Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Kurumca belirlenir…”, 5510 sayılı Kanun’un 64. maddesinde finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetlerine ilişkin dava konusu ile ilgili olarak;“Kurumca finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetleri şunlardır: a) ..., b)…, c)…, d) (Ek: 17/1/2012-6270/7 md.) 63 üncü maddeye göre yöntem, tür, miktar ve kullanım sürelerinin belirlenmesi sonucunda Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin kapsamı dışında bırakılan sağlık hizmetleri. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak, Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”, "Katılım payı alınmayacak haller, sağlık hizmetleri ve kişiler” başlıklı 5510 sayılı Kanun’un 69. Maddesinin d bendinde ise dava konusu ile ilgili olarak;“68 inci maddede sayılan sağlık hizmetlerinden katılım payı alınmayacak haller, sağlık hizmetleri ve kişiler şunlardır: a) ..., b)…, c)…, d) Sağlık raporu ile belgelendirilmek şartıyla; Kurumca belirlenen kronik hastalıklar ve hayati önemi haiz 68 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sağlık hizmetleri ile organ, doku ve kök hücre; nakli.”, Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliğinin 39. Maddesinin e ve f bentlerinde ise dava konusu ile ilgili olarak;“…Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları tarafından sağlık raporu ile belgelendirilmek şartıyla; Kurumca belirlenen kronik hastalıklarda bu Yönetmeliğin 33, 34 ve 35 inci maddelerinde belirtilen katılım payları alınmaz. Kurum, ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi, ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçleri ile ayakta tedavide sağlanan ilaçlar bakımından, katılım payı alınmayacak kronik hastalıkları ayrı ayrı belirleyebilir. Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları tarafından sağlık raporu ile belgelendirilmek şartıyla;_Kurumca belirlenen hayati öneme haiz ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçlerinden katılım payı alınmaz…" düzenlemeleri bulunmaktadır. Davacı müteveffanın kurumun sigortalısı/hak sahibi olması, Tüm tedavi basamaklarının tüketilmiş olması, Takibini yapan onkologlar tarafından bahse konu ilacın tüm yan etkileri göze alınarak kullanılmaya başlanılmış olması, Davacı müteveffanın hastalığının tanısı ve tedavisinde karar veren hekimlerin konusunun uzmanı olmaları ve diğer tedavileri denedikten sonra son aşamada bahse konu ilacı tercih etmiş olmaları, halen de dünyada benzer tedavi yaklaşımının bahsi geçen hastalıkta uygulanması, Tanıya ve İlaç Raporuna uygun ilaçların yazılmış ve İlaç Raporunda belirtilen dozlarda da tedavinin uygulanmış olmasıdır. Müteveffa davacının kullandığı ''PEMBROLİZUMAB ETKEN MADDELİ KEYTRUDA'' isimli ilaç yukarıdaki tüm bu olgular birlikte dikkate alındığında, müteveffa davacının kanser tedavisinde hekimi tarafından kullanılması uygun görülen dava konusu kemoterapi ilaçlarına yönelik ilaç bedellerinin davalı kurum tarafından karşılanması gerektiği kanaatine karar verilmiştir.
KATILIM PAYI YÖNÜNDEN YAPILAN DEĞERLENDİRME; Konuya ilişkin emsal içtihatlarda davaya konu ilacın hayati öneme haiz ve zorunlu olduğu sonucuna varıldığı taktirde ilaç bedelinin uygunluğu ve katkı payı yönünden de değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiş olmakla eldeki davada yalnızca kurum işleminin iptali talep edildiği, tedbir kararı öncesinde ödenen ilaç bedellerinin davalıdan tahsiline ilişkin herhangi bir alacak talebi olmadığı gözetilerek yalnızca katkı payı yönünden bir inceleme yapılması gerekmiştir. 5510 sayılı Kanun’un 64. maddesinde finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetlerine ilişkin dava konusu ile ilgili olarak; “Kurumca finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetleri şunlardır: (Ek: 17/1/2012-6270/7 md.) 63 üncü maddeye göre yöntem, tür, miktar ve kullanım sürelerinin belirlenmesi sonucunda Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin kapsamı dışında bırakılan sağlık hizmetleri. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak, Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”, “Katılım payı alınmayacak haller, sağlık hizmetleri ve kişiler” başlıklı 5510 sayılı Kanun’un 69. Maddesinin d bendinde ise dava konusu ile ilgili olarak;“68 inci maddede sayılan sağlık hizmetlerinden katılım payı alınmayacak haller, sağlık hizmetleri ve kişiler şunlardır: d) Sağlık raporu ile belgelendirilmek şartıyla; Kurumca belirlenen kronik hastalıklar ve hayati önemi haiz 68 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sağlık hizmetleri ile organ, doku ve kök hücre; nakli.”, Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliğinin 39. Maddesinin e ve f bentlerinde ise dava konusu ile ilgili olarak;“…Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları tarafından sağlık raporu ile belgelendirilmek şartıyla; Kurumca belirlenen kronik hastalıklarda bu Yönetmeliğin 33, 34 ve 35 inci maddelerinde belirtilen katılım payları alınmaz. Kurum, ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi, ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçleri ile ayakta tedavide sağlanan ilaçlar bakımından, katılım payı alınmayacak kronik hastalıkları ayrı ayrı belirleyebilir. Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları tarafından sağlık raporu ile belgelendirilmek şartıyla;_Kurumca belirlenen hayati öneme haiz ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçlerinden katılım payı alınmaz…" düzenlemeleri bulunmaktadır. Kurum yönetmelik ile verilen görev kapsamında katılım payından muaf kronik hastalıkları Sağlık Uygulama Tebliğinin ekinde belirlemiştir. Sağlık raporu ile belgelendirilmesi şartıyla; Kurumca belirlenen SUT Eki "Ayakta Tedavide Hekim ve Diş Hekimi Muayenesi Katılım Payı Alınmayacak Kronik Hastalıklar Listesi" nde (EK-1/A) yer alan kronik hastalıklarda, kişileri bu hastalıkları ile ilgili uzmanlık dalındaki ayaktan muayenelerinde SUT'un 1.8.1 maddesınde tanımlanan katılım payı alınmamaktadır. Ek liste düzenlemesi ise kurum tarafından liste halinde belirlenmiştir.
Katılım Payı Alınmayacak Kronik Hastalıklar Listesi:
Tanı Kodu Hastalık Adı
AI5-A19 Tüberkloz
A24 Ruam ve Melioidoz
A80-A89 Merkezi sinir sisteminin viral enfeksiyonları
B00-B09 Deri ve MUköz Membran Lezyonları ile Karakterize Viral Infeksiyonlar BI8 Kronik Viral Hepatitler
B20-B24 insan ImmUm Yetmezlik Virusu (HIV) Hastalığı
C00-C14 Dudak, Ağız Boşluğu ve Farinksil Malign Neoplazmları
C15-C26 Sindirim Organları Malıgn Neoplazmları
C30-C33 Solunum Organları ve İntratorasik Organların Malıgn Neoplazmları
C34 Bronş ve Akciğerlerde Malıgn Neoplazm
C38 Kalp, Mediasten ve Plevrada Malıgn Neoplazm
C40-C41 Kemik ve Eklem Kıkırdağının Malıgn Neoplazmları
C43-C44 Derinin Malıgn Neoplazmları
C49.5 Pelvis Bağ ve Yumuşak Dokusu Malign Neoplazmı
C50 Memenin Malıgn Neoplazmı
C51-C58 Kadın Genital Organlarının Malıgn Neoplazmları
C60-C63 Erkek Genital Organlarının Malıgn Neoplazmları
C64-C68 Üriner Sistemin Malıgn Neoplazmları
C69 Göz ve Eklerinde Malıgn Neoplazm
C71 Beyinde Malıgn Neoplazm
C72 Omurilik, Kranial Sinirler ve Merkezi Sinir Sisteminin Diğer Kısımlarında Malıg Neoplazm
C73-C75 Troid ve Diğer İç Salgı Bezlerinin Malıgn Neoplazmlan
C77 Lenf Bezlerinin İkincil (Sekonder) ve Tanımlanmamış Malıgn Neoplazmlan
C81 Hodgkin Hastalığı
C82 Foliküler [Nodüler) Non-Hodgkin Lenfoma
C83 Yaygın Non-Hodgkin Lenfoma
C90 Multiple Miyelom ve Malıgn Plazma Hücresi Neoplazmlan
C91 Lenfoid Lösemi
C92 Miyeloid Lösemi
C94 Hücre Tipi Tanımlanmış Diğer Lösemiler
Sağlık raporu ile belgelenmesi kaydıyla bu listede yer alan tanılarda geçerli olmak üzere ilgili branşa başvurularda SUT'un 1.8.1 numaralı maddesinde tanımlanan katılım payı alınmamaktadır. Bu kapsamda müteveffa davacının tanılı hastalığının C43-C44 Derinin Malıgn Neoplazmları olduğu görüldüğünden dosyadan alınan bilirkişi heyet raporu da hükme esas alınarak katılım payı alınmasının mümkün olmayacağı kanaatine varılmıştır.
İlaç Bedelinin Uygunluğu Yönünden;
Davacı vekili, dava dilekçesinde ödemek zorunda kaldığı faturalarla ispatlanmış toplam 102.330,29 TL tedavi giderinin herhangi bir kesinti yapılmadan ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Dosya kapsamında davacı tedavisinde kullanılan ilaç bedellerine ilişkin sunulan faturalar incelendiğinde; 26/02/2022 tarihinde 25.623,25 TL, 12/03/2022 tarihinde 25.622,00 TL, 15/04/2022 tarihinde 25.624,52 TL, 25/03/2022 tarihinde 25.460,52 TL toplamda 103.330,29 TL ödeme yapıldığı görülmektedir. Dosyaya kazandırılan Türkiye Tıbbi Cihaz Kurumunun cevabı yazısından ilacın fatura tarihlerindeki KDV dahil perakende satış fiyatının 40 MG için 1 kutu fiyatının 4.270,60 TL , 100 MG içinse 1 kutu fiyatının 10.676,96 TL olduğu, toplam bedelin 102.498 08 TL olduğu bu durumda davacının ilaç için ödediği bedelin ilacın rayiç değeri aralığında olduğu anlaşıldığından alacak talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davacı ödeme için Kuruma 30/03/2022 tarihinde başvurmuş, Kurum tarafından 11/04/2022 tarihinde talebi reddedilmiştir. Davacının 30/03/2022 talep tarihi ile Kurumun temerrüte düştüğü göz önüne alındığında talep ettiği ilaç bedellerinin Kuruma başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesinin kabulü gerekmiştir. Yapılan yargılama, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporları ve tüm dosya kapsamından; davanın kabulü ile, davacının tedavisinde kullanılan "NİVOLUMAB (OPDİVO)" isimli ilacın bedelinin davalı kurum tarafından karşılanması gerektiğinin tespitine, aksine kurum işleminin iptaline, Mahkememiz tedbir kararından önce ilaç için ödenen 102.330,29 TL' nin 30/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
G.D: Nedenleri gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
Davanın KABULÜ İLE,
a) Müteveffa davacının tedavisinde kullanılan "NİVOLUMAB (OPDİVO)" isimli ilacın bedelinin davalı kurum tarafından kesintisiz olarak karşılanması gerektiğinin tespitine, aksine kurum işleminin iptaline,
b) Davacı tarafından ilaç için ödenen 102.330,29 TL'nin 30/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı mirasçılarına verilmesine,
c) Tedbir kararı ile ödenen ilaç bedellerinin davalı kurum üzerinde bırakılmasına
d) Davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
e) Karar kesinleştiğinde yatırılan harcın ve bakiye avansın davacıya iadesine,
f) Davacı mirasçıları tarafından yapılan bilirkişi ücreti, müzekkere ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 8.077,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak müteveffa davacı mirasçılarına verilmesine,
g) Davacı mirasçıları kendilerini, vekille temsil ettirdiklerinden hüküm altına alınan toplam alacak üzerinden hüküm tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan ve daha az olamayacağından 30.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı mirasçılara verilmesine, Dair taraflar vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize veya mahkememize ulaştırılmak üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/11/2024
Katip e-imzalıdır Hakim e-imzalıdır
Comments