Meme Kanserinde Enhertu Tedavisi - Emsal Karar
Güncelleme tarihi: 15 Oca
"TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C. ANKARA . İŞ MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2024/ Esas
KARAR NO : 2024/
DAVACI : K. Y.
VEKİLLERİ : Av. TÜRKER FATİH ÇİÇEK
DAVALI : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
DAVA : Enhertu isimli ilaçtan kaynaklı kurum işleminin iptali davası
Mahkememizde görülmekte bulunan enhertu isimli ilaçtan kaynaklı kurum işleminin iptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, dosya incelendi.
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin rahatsızlıkları sebebiyle hastaneye başvurduğunu, yapılan testlerde vücudunda kitle görülmesi üzerine kendisine biyopsi yapıldığını ve kendisine meme malign neoplazmı tanısı konulduğunu, bu tanı üzerine hastaya immünoterapi tedavisi kapsamında ''Enhertu'' ilacı reçete edildiğini, Müvekkilinin ekonomik nedenlerle ilacı kendi temin edemediğini, İlacın SGK tarafından karşılanması için SGK'ya başvurulduğunu fakat başvurunun SGK tarafından reddedildiğini beyan ederek İbni Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından verilen tarihli sayılı kararın İPTALİNİ istemiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; SGK tarafından SUT kapsamında olan ilaçların karşılandığını, davaya konu ilacın SUT kapsamında olmadığını, dolayısıyla kurum işleminde hata bulunmadığını beyan ederek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, "TRASTUZUMAB DERUXTECAN" etken maddeli "ENHERTU" isimli ilaç ile ilgili kurum işleminin iptali davasıdır. Davacı, "kanser" hastası olduğunu ve söz konusu hastalık nedeniyle "TRASTUZUMAB DERUXTECAN" etken maddeli "ENHERTU" isimli ilacı kullanması gerektiğini, SUT kapsamında bulunmadığı için kurum tarafından karşılanmadığını beyan etmiştir. Sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile bunlardan yararlanma, 5510 sayılı kanunun 62.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre "(1) Bu Kanun gereğince genel sağlık sigortasından sağlanacak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanmak, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bir hak, Kurum için ise bu hizmet ve hakların finansmanını sağlamak bir yükümlülüktür. (2) Sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan genel sağlık sigortalısı ile bakmakla yükümlü olduğu kişiler yararlandırılır. (3) Bu Kanun kapsamındaki kişilere sağlanacak sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile kişilerden alınan primlerin tutarı arasında ilişki kurulamaz." Genel sağlık sigortalısı sayılanlar 5510 sayılı kanunun 60.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre "İkametgahı Türkiye'de olan kişilerden; a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının; 1) (a) ve (c) bentleri gereğince sigortalı sayılan kişiler, 2) (b) bendi gereğince sigortalı sayılan kişiler, b) İsteğe bağlı sigortalıolan kişiler genel sağlık sigortalısı sayılır" 5510 sayılı kanunun 62.maddesine göre sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olmak gerekir. Genel sağlık sigortalısı, 5510 sayılı kanunun 3.maddesinin 9.bendinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre "Genel sağlık sigortalısı: Bu Kanunun 60 ıncı maddesinde sayılan kişileri ifade eder." Bakmakla yükümlü olduğu kişi, 5510 sayılı kanunun 3.maddesinin 10.bendinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre "Bakmakla yükümlü olduğu kişi: 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi ile 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (7) numaralı alt bentleri ile yedinci ve sekizinci fıkraları ile onikinci fıkrasındaki askeri öğrenci adayları ile Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi öğrenci adayları dışında kalan genel sağlık sigortalısının, sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan; a) Eşini, b) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde meslekî eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan çocuklarını, c) Geçiminin genel sağlık sigortalısı tarafından sağlandığı Kurumca belirlenen kriterlere göre tespit edilen ana ve babasını ifade eder." Somut olayda, Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 31.01.2024 tarihli yazısında davacının 4/b kapsamında yaşlılık aylığı aldığı, dolayısıyla davacının 5510 sayılı kanunun 60/f maddesi kapsamında genel sağlık sigortalısı olduğu anlaşılmıştır. 5510 sayılı yasanın 63. maddesi, Genel Sağlık Sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını; hastalanmalar halinde sağlığını kazanmalarını; iş kazası ile meslek hastalığı, hastalık ve analık sonucu tıbben gerekli görülen sağlık hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hallerinin ortadan kalkmasını veya azaltılmasını temin etmek amacıyla kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerini düzenlemektedir. Anılan maddenin (b) bendi ise, "Kişilerin hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak; hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, hasta takibi ve rehabilitasyon hizmetleri, organ, doku ve kök hücre nakline ve hücre tedavilerine yönelik sağlık hizmetleri, acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbî bakım ve tedaviler." şeklindedir. Yukarıda açıklanan 5510 sayılı yasanın 63.madde hükmü gözetildiğinde davalı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kişilerin hastalanması halinde sağlıklarına kavuşmaları için sağlık hizmetlerinin finansmanının sağlanması yükümlülüğü vardır. Anılan yasanın 64.maddesi ise; "Kurumca finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetleri" başlığını taşımaktadır. Madde hükmüne göre; a) Vücut bütünlüğünü sağlamak amacıyla yapılan ve iş kazası ile meslek hastalığına, kazaya, hastalıklara veya konjenital nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan durumlarda yapılacak sağlık hizmetleri dışında estetik amaçlı yapılan her türlü sağlık hizmeti ile estetik amaçlı ortodontik diş tedavileri. b) Geleneksel, tamamlayıcı, alternatif tıp uygulamaları ve Sağlık Bakanlığınca izin veya ruhsat verilmeyen sağlık hizmetleri ile Sağlık Bakanlığınca tıbben sağlık hizmeti olduğu kabul edilmeyen sağlık hizmetleri. c) Yabancı ülke vatandaşlarının; genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayıldığı tarihten önce mevcut olan kronik hastalıkları, Davacının tedavisi 64. madde kapsamında kalmamaktadır. Finansmanı gereken sağlık hizmetleri kapsamındadır. Kullanılması zorunlu olan ilacın SUT kapsamında kalmaması nedeniyle bedelinin karşılanmaması yasal yükümlülüğü ortadan kaldırmaz. Bu durum Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 60. maddesinde düzenlenen Sosyal Güvenlik Hakkı ile çelişir. Sosyal Güvenlik Hakkı kapsamında devletin Sosyal Güvenliği sağlamak için gerekli tedbirleri alacağı Anayasa hükmüdür. Diğer yandan Anayasanın 56. maddesi sağlık hakkını bu kapsamda da yaşama hakkını düzenlemekte olup, anılan madde; "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir." şeklindedir. Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyeleri tarafından hazırlanan 06.03.2023 tarihli raporda "Sonuçta a) Davaya konu ilacın (Trastuzumab deruxtecan) mevcut hastanın tedavisinde kullanılmasının zorunlu ve uygun olduğu, bu tedavinin, mevcut tedavi yöntemlerine kıyasla, mevcut endikasyonda kullanılmasının literatür verileri ile hastaya katkıda bulunacağının ortaya konmuş olduğu ve endikasyon dışı izin alınarak kullanılmasının ve bu koşullarda katılım payından muaf olmasının uygun olduğu düşünülmüştür. b) Mevcut hastada kullanılması tıbben zorunludur ve hayati öneme haizdir" tespitleri yer almıştır. Somut olayda, davacıya "kanser" tanısı konulduğu, davaya konu ilacın mevcut tedavi yöntemlerinden farklı ve daha etkin olduğu, davaya konu ilacın hastanın sağlığına kavuşması ve iyileşmesinde etkili olduğu, davaya konu ilacın kullanımının tıbben ve fennen gerekli olduğu Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri tarafından tespit edilmiştir. Yargıtay ilamlarında, bu davalarda temel alınan ölçütün "iyileştirme ölçütü" olduğu, bu kapsamda da ilacın, hayati öneme haiz olduğu ve zorunlu olduğu kabul edilmiş ve alınan raporda "Sonuçta a) Davaya konu ilacın (Trastuzumab deruxtecan) mevcut hastanın tedavisinde kullanılmasının zorunlu ve uygun olduğu, bu tedavinin, mevcut tedavi yöntemlerine kıyasla, mevcut endikasyonda kullanılmasının literatür verileri ile hastaya katkıda bulunacağının ortaya konmuş olduğu ve endikasyon dışı izin alınarak kullanılmasının ve bu koşullarda katılım payından muaf olmasının uygun olduğu düşünülmüştür. b) Mevcut hastada kullanılması tıbben zorunludur ve hayati öneme haizdir" tespitleri dikkate alınarak ve hiç bir ilacın hiçbir hastalığı tam iyileştirme imkanı olmadığı, ilacın faydalı olmasının yeterli kabul edilebileceği dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: 1. Davanın KABULÜ ile; Tedavi süresinin başlangıcı dahil olmak üzere tedavi süresince "TRASTUZUMAB DERUXTECAN" etken maddeli "ENHERTU" isimli ilaç bedelinden hiçbir kesinti yapılmaksızın kurum tarafından karşılanması gerektiğinin TESPİTİNE, aksi kurum işlemi olan İbni Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin tarih ve sayılı kararının İPTALİNE, ilacın ithalinde yetkili olan kuruluşa ödemenin kurum tarafından yapılmasının TESPİTİNE..."
Kommentit