Mide Kanseri ( Mide Malign Neoplazmı) - Opdivo (Nivolumab) İlaç İçin Aldığımız Dava Kabul Kararı
T.C.
BAKIRKÖY .
İŞ MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2024/
KARAR NO : 2024/
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ : Av. TÜRKER FATİH ÇİÇEK - [15732-37388-67239]
DAVALI : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU -
VEKİLİ :
DAVA : İş (Kurum İşleminin İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 29/01/2024
KARAR TARİHİ : 05/11/2024
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/11/2024
Mahkememizde görülmekte bulunan İş (Kurum İşleminin İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin takılma hissi ve midede ağrı şikayetleri ile hastaneye başvurduğunu, tarihinde yapılan biyopsi ile müvekkilinin rahatsızlığının tanısının mide kanseri (mide malign neoplazmı) olarak konduğunu, hastanın mevcut haliyle klasik tedavi seçenekleriyle ömür beklentisinin çok kısa olduğunu, bu nedenle hastaya son çare olarak tarihinde Opdivo (Nivolumab) tedavisinin uygulanmasının planlandığını, ilaç kullanımı için tarihinde Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'ndan endikasyon dışı kullanım izni alındığını, müvekkilinin mevcut geliri ve hatta birikimleri ile dahisöz konusu ilaç bedelini karşılamasının mümkün olmadığını, hastaya verilmesi planlanan tedavi 6 ay süre ile 14 günde 1 kere 240 mg'lık dozlarda intra venöz yolu ile verileceğini, SGK'nın ilaçlar için SUT kuralları nedeniyle ödeme yapmadığını, hastaya kullanılması planlanan ilaçların son çare olduğunu, yerlerini tutabilecek SGK tarafından ödenen başka bir ilacın mevcut olmadığını, söz konusu ilacın hastanın tedavisinde yüksek derecede fayda sağlayacağını beyanla Opdivo (Nivolumab) adlı ilacın bedelinin ihtiyati tedbir yolu ile SGK tarafından herhangi bir kesinti yapılmaksızın, kesintisiz ve tam olarak davalı kurumca tedbiren karşılanması ile kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ilacın hangi hastalıklarda kullanılması halinde karşılığının ödeneceğinin SUT çerçevesinde düzenlendiğini, Kurumca geri ödeme listesine dahil edilecek ilaçların raporlama ve reçeteleme kriterleri ile ödeme usul ve esaslarının geri ödeme komisyonu ile tıbbi ve ekonomik değerlendirme komisyonları tarafından konusunda uzman branş hekimlerinin de görüşleri alınarak değerlendirildiğini, sigortalıların hiçbir şekilde hastalıkları nedeniyle tedavisiz bırakılmadığını, kanser ilaçlarının ödenmemesi hususunun değil, sağlık ve sosyal güvenlik hakkı çerçevesince Kurum yükümlülüklerini yerine getirmekte amaçlar doğrultusunda belirli kısıtlamaların sağlanarak en uygun çözümün elde edilmesi ve istismarın önlenmesi olduğunu beyanla ihtiyati tedbirin kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce davacıya ilişkin tedavi belgeleri, dava konusu ilaç bedeli ve zorunluluğu olup olmadığı hususlarında SGM'ye, Tıbbi İlaç Cihaz Kurumu'na, Eczacılar Birliği'ne, Genel Sağlık Sigortası Müdürlüğü'ne ve Medipol Mega Hastaneler Kompleksi'ne yazılan müzekkerelere verilen cevaplar dosya arasına alınmıştır.
Dava konusu "Nivolumab" etken maddeli ticari adı "Opdivo" olan ilacın kullanımının zorunlu olup olmadığı, ilacın kullanımının hayati önem taşıyıp taşımadığı, Sosyal Güvenlik Kurumunun Sağlık Uygulama Tebliğinde karşılanmasına izin verilen muadil olmasa dahi aynı hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların bulunup bulunmadığı, davaya konu ilaç kullanılmayıp ülkemizde kullanılan standart tedavi yöntem ve ilaçlarının kullanılması halinde bu durumun davacının sağlığında ciddi, hızlı ve geri dönüşü mümkün olmayan bir bozulmaya, yaşam beklentisinde ciddi azalmaya veya yoğun acıya neden olup olmayacağı hususlarında rapor düzenlenmesi için dosyanın Medipol Üniversitesi Hastanesine tevdi edildiği, 06/08/2024 tarihli raporun ibraz edildiği görülmüştür.
06/08/2024 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; Türkiye'de metastatik mide kanseri tedavisinde onaylı tek immünoterapi ilacının nivolumab olduğu, muadili olmadığı, hastanın kemoterapi ile beraber nivolumab kullanmasının hayati önem taşıdığını, mevcut alternatiflerin nivolumab kadar etkili olmadığı, daha fazla yan etkiye neden olabildiği, nivolumabın geri ödenmesinin hastanın en etkin ve yan etkisi az tedaviye erişimini sağlayacağını, nivolumaba erişimin imkanı olmamasının hastanın yaşam süresinin kısalmasına ve erken ölümüne yol açabileceği belirtilmiştir. Dava, davacının mide malign neoplazmı hastalığı nedeniyle kullandığı "Nivolumab" etken maddeli ticari adı "Opdivo" olan ilacın kurum tarafından karşılanması talebinin reddine dair kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Dairesinin 2014/ esas ve 2015/ karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; "Anayasamızın 2. maddesinde, Devletimizin nitelikleri sayılmış ve sosyal bir hukuk Devleti olduğu vurgulanmış; 5. maddesinde, Devletin temel amaç ve görevleri sayılarak; kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak görevine; "kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı" başlıklı 17. maddesinin birinci fıkrasında; "herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir" hükmüne yer verilmiştir. "Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması" başlıklı 56. maddenin üçüncü fıkrasında; "Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak, insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler."; dördüncü fıkrasında; "Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir."; "Sosyal güvenlik hakkı" başlıklı 60. maddenin birinci fıkrasında; "Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir."; ikinci fıkrasında; "Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar."; "Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları" başlıklı 65. maddesinde ise; "Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir" hükümlerine yer verilmiştir. Bu çerçevede, Anayasada, Devletin nitelikleri arasında sayılan sosyal hukuk Devletinin tanımı önem kazanmaktadır. Sosyal hukuk devleti; "insan haklarına dayanan, kişilerin huzur, refah ve mutluluk içinde yaşamalarını güvence altına alan, kişi hak ve özgürlükleriyle kamu yararı arasında adil bir denge kurabilen, çalışma hayatını geliştirerek ve ekonomik önlemler alarak çalışanlarını koruyan, onların insan onuruna uygun hayat sürdürmelerini sağlayan, milli gelirin adalete uygun biçimde dağıtılması için gereken önlemleri alan, sosyal güvenlik hakkını yaşama geçirebilen, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak sosyal adaleti ve toplumsal dengeleri gözeten devlettir.
Çağdaş devlet anlayışı sosyal hukuk devletinin tüm kurum ve kurallarıyla Anayasa'nın özüne ve ruhuna uygun biçimde kurularak işletilmesini, bu yolla bireylerin refah, huzur ve mutluluğunun sağlanmasını gerekli kılar. Sosyal güvenlik, bireylerin istek ve iradeleri dışında oluşan sosyal risklerin, kendilerinin ve geçindirmekle yükümlü oldukları kişilerin üzerlerindeki gelir azaltıcı ve harcama artırıcı etkilerini en aza indirmek, ayrıca sağlıklı ve asgari hayat standardını güvence altına alabilmektir. Bu güvencenin gerçekleştirilebilmesi için sosyal güvenlik kuruluşları oluşturularak, kişilerin yaşlılık, hastalık, malûllük, kaza ve ölüm gibi sosyal risklere karşı asgari yaşam düzeylerinin korunması amaçlanmaktadır. (Anayasa Mahkemesi'nin tarih ve E:2006/, K:2006/ sayılı kararı) Bu kapsamda özellikle Anayasanın 65. maddesinde yer alan; Devletin, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirebileceğine ilişkin düzenleme ile; Devlete, Anayasa ile yüklenen ödevler arasında öncelikler gözetilmek suretiyle mali kaynakların yeterliliği ölçüsünde görevlerini yerine getirme imkanı tanınmış olup, bu öncelikler arasında yaşama hakkı da dahil olmak üzere kişilerin ruh ve fizik sağlığı içinde insana yaraşır bir hayat sürdürmesini sağlama görevinin en öncelikli olduğunu belirtmekte fayda vardır." Somut olayda davacının mide malign neoplazmı tanısının tedavisinde bir süre kullandığı anlaşılan "Nivolumab" etken maddeli ticari adı "Opdivo" olan ilacın, hastalığının tedavisinde faydasının bulunduğu, hayati önem taşıdığı, ilacın muadilinin olmadığı, T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun 01/02/2024 tarihli yazısında, davacının "Mide Malign Neoplazmı" tanısının tedavisinde "Nivolumab" etkin maddeli ilaç kullanımının uygun bulunduğunun bildirildiği dikkate alındığında, davacının dava konusu ilacın kullanımından fayda gördüğü, tedaviye devam edilmemesi halinde davacının yaşam beklentisinde azalma meydana gelebileceği anlaşılmakla, yaşam hakkının korunması ve sosyal hukuk devletinin sosyal güvenlik hakkını yaşama geçirebilen niteliği dikkate alındığında davada ilacın bedelinin karşılanmayacağına dair Kurum işleminin yerinde olmadığı değerlendirilerek işlemin iptali ile ilaca ait bedellerin tedavi süresince kesintisiz karşılanması yönünde davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile -Topkapı Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından tesis edilen tarihli sayılı kurum işleminin iptaline -Davacı (TCKN: ) tedavisinde kullanılan "Nivolumab" etken maddeli ticari adı "Opdivo" isimli ilaca ait bedellerin davacının tedavisinin devamı süresince kesinti yapılmaksızın davalı Kurum tarafından karşılanmasına,
2-Muafiyet nedeniyle davalı kurumdan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği görülmekle hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 30.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 6.716,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
7-Davacı tarafından yatırılan başvuru ve peşin harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, Dair, Taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/11/2024 10:30:29
Katip e-imzalıdır Hakim e-imzalıdır
Comments