Bronş Ve Akciğer Malign Neoplazmı Tanısı - Opdivo İlaç İçin Kazandığımız Davanın Sonucu !
T.C.
BAKIRKÖY . İŞ
MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/
KARAR NO : 2022/
HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR :
VEKİLİ : Av. TÜRKER FATİH ÇİÇEK
DAVALI : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
VEKİLİ :
DAVA : İş (Kurum İşleminin İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 07/12/2021
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/12/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan İş (Kurum İşleminin İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının kanser tanısıyla hastanede tedavi gördüğü, OPDİVO (NİVOLUMAB) isimli ilacın bedelinin ödenmesi konusunda tedbir talebinde bulunduğu, tedbir talebinin dosyadaki tıbbi kayıtlar, ilacın kullanılmaması halinde sonradan telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracak olması dikkate alınarak kurumu tarih ve sayılı yazısı ile ilacın bedelinin kurum tarafından hiçbir kesinti yapılmaksızın ödenmesi yönünden tedbiren durdurulmasına, tedavi sonuna kadar ilaç bedelinin kurum tarafından kesinti yapılmaksızın tam olarak karşılanmasına karar verilmesini, kurum tarafından tesis edilen işlemin iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ilacın hangi hastalıklarda kullanılması halinde karşılığının ödeneceğinin SUT çerçevesinde düzenlendiğini, Kurumca geri ödeme listesine dahil edilecek ilaçların raporlama ve reçeteleme kriterleri ile ödeme usul ve esaslarının geri ödeme komisyonu ile tıbbi ve ekonomik değerlendirme komisyonları tarafından konusunda uzman branş hekimlerinin de görüşleri alınarak değerlendirildiğini, sigortalıların hiçbir şekilde hastalıkları nedeniyle tedavisiz bırakılmadığını, kanser ilaçlarının ödenmemesi hususunun değil, sağlık ve sosyal güvenlik hakkı çerçevesince Kurum yükümlülüklerini yerine getirmekte amaçlar doğrultusunda belirli kısıtlamaların sağlanarak en uygun çözümün elde edilmesi ve istismarın önlenmesi olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce davacıya ilişkin tedavi belgeleri, dava konusu ilaç bedeli ve zorunluluğu olup olmadığı hususlarında SGM'ye, Tıbbi İlaç Cihaz Kurumu'na, Yeditepe Üniversitesi Hastanesi'ne ve Genel Sağlık Sigortası Müdürlüğü'ne, Eczacılar Birliği'ne yazılan müzekkerelere verilen cevaplar dosya arasına alınmıştır.
Dava konusu "Nivolumab" etken maddeli "Opdivo" isimli ilacın kullanımının zorunlu olup olmadığı, ilacın kullanımının hayati önem taşıyıp taşımadığı, Sosyal Güvenlik Kurumunun Sağlık Uygulama Tebliğinde karşılanmasına izin verilen muadil olmasa dahi aynı hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların bulunup bulunmadığı, davaya konu ilaç kullanılmayıp ülkemizde kullanılan standart tedavi yöntem ve ilaçlarının kullanılması halinde bu durumun davacının sağlığında ciddi, hızlı ve geri dönüşü mümkün olmayan bir bozulmaya, yaşam beklentisinde ciddi azalmaya veya yoğun acıya neden olup olmayacağı hususlarında rapor düzenlenmesi için rapor düzenlenmesi için dosyanın Kocaeli Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürlüğü'ne tevdi edildiği, Enstitüde görevli 3 Tıbbi Onkoloji öğretim üyesinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından 11/11/2022 tarihinde raporun ibraz edildiği görülmüştür.
11/11/2022 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; metastik akciğer kanserinin tamamen iyileşme şansının olmadığı, tedavinin amacının hastalığın kontrol altında tutulup yaşam süresinin uzatılması olduğu, ilacın bir immünoterapi ilacı olup muadilinin bulunmadığı belirtilmiştir. Yargılama sürerken davacının vefat ettiği, vekili tarafından mirasçılık belgesi ve mirasçılara ilişkin vekaletname ibraz edilerek davaya devam edildiği görülmüştür.
Dava, davacının bronş ve akciğer malign neoplazmı hastalığı nedeniyle kullandığı "Nivolumab" etken maddeli ticari adı "Opdivo" (100 Mg/10 Ml IV İnfüzyonluk çözelti konsantresi içeren flakon) olan ilacın kurum tarafından karşılanması talebinin reddine dair kurum işleminin iptali talebinden ibarettir.
Yargıtay Hukuk Dairesinin 2014/ esas ve 2015/ karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; "Anayasamızın 2. maddesinde, Devletimizin nitelikleri sayılmış ve sosyal bir hukuk Devleti olduğu vurgulanmış; 5. maddesinde, Devletin temel amaç ve görevleri sayılarak; kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak görevine; "kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı" başlıklı 17. maddesinin birinci fıkrasında; "herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir" hükmüne yer verilmiştir.
"Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması" başlıklı 56. maddenin üçüncü fıkrasında; "Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak, insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler."; dördüncü fıkrasında; "Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir."; "Sosyal güvenlik hakkı" başlıklı 60. maddenin birinci fıkrasında; "Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir."; ikinci fıkrasında; "Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar."; "Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları" başlıklı 65. maddesinde ise; "Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir" hükümlerine yer verilmiştir. Bu çerçevede, Anayasada, Devletin nitelikleri arasında sayılan sosyal hukuk Devletinin tanımı önem kazanmaktadır. Sosyal hukuk devleti; "insan haklarına dayanan, kişilerin huzur, refah ve mutluluk içinde yaşamalarını güvence altına alan, kişi hak ve özgürlükleriyle kamu yararı arasında adil bir denge kurabilen, çalışma hayatını geliştirerek ve ekonomik önlemler alarak çalışanlarını koruyan, onların insan onuruna uygun hayat sürdürmelerini sağlayan, milli gelirin adalete uygun biçimde dağıtılması için gereken önlemleri alan, sosyal güvenlik hakkını yaşama geçirebilen, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak sosyal adaleti ve toplumsal dengeleri gözeten devlettir. Çağdaş devlet anlayışı sosyal hukuk devletinin tüm kurum ve kurallarıyla Anayasa'nın özüne ve ruhuna uygun biçimde kurularak işletilmesini, bu yolla bireylerin refah, huzur ve mutluluğunun sağlanmasını gerekli kılar.
Sosyal güvenlik, bireylerin istek ve iradeleri dışında oluşan sosyal risklerin, kendilerinin ve geçindirmekle yükümlü oldukları kişilerin üzerlerindeki gelir azaltıcı ve harcama artırıcı etkilerini en aza indirmek, ayrıca sağlıklı ve asgari hayat standardını güvence altına alabilmektir. Bu güvencenin gerçekleştirilebilmesi için sosyal güvenlik kuruluşları oluşturularak, kişilerin yaşlılık, hastalık, malûllük, kaza ve ölüm gibi sosyal risklere karşı asgari yaşam düzeylerinin korunması amaçlanmaktadır. (Anayasa Mahkemesi'nin 15.12.2006 tarih ve E:2006/lll, K:2006/112 sayılı kararı)
Bu kapsamda özellikle Anayasanın 65. maddesinde yer alan; Devletin, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirebileceğine ilişkin düzenleme ile; Devlete, Anayasa ile yüklenen ödevler arasında öncelikler gözetilmek suretiyle mali kaynakların yeterliliği ölçüsünde görevlerini yerine getirme imkanı tanınmış olup, bu öncelikler arasında yaşama hakkı da dahil olmak üzere kişilerin ruh ve fizik sağlığı içinde insana yaraşır bir hayat sürdürmesini sağlama görevinin en öncelikli olduğunu belirtmekte fayda vardır."
Somut olayda davacının bronş ve akciğer malign neoplazmı tanısının tedavisinde bir süre kullandığı anlaşılan "Nivolumab" etken maddeli ticari adı "Opdivo" (100 Mg/10 Ml IV İnfüzyonluk çözelti konsantresi içeren flakon) olan ilacın, hastalığının tedavisinde faydasının bulunduğu, hayati önem taşıdığı, ilacın muadilinin olmadığı, T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun 22/11/2022 tarihli yazısında, davacının "bronş ve akciğer malign neoplazmı" tanısının tedavisinde "Nivolumab" etken maddeli ilaçların kullanımının uygun bulunduğunun bildirildiği dikkate alındığında, davacının dava konusu ilacın kullanımından fayda gördüğü, tedaviye devam edilmemesi halinde davacının yaşam beklentisinde azalma meydana gelebileceği anlaşılmakla, davacı vefat etmiş olsa da, yaşam hakkının korunması ve sosyal hukuk devletinin sosyal güvenlik hakkını yaşama geçirebilen niteliği dikkate alındığında ilacın kurum tarafından sağlanması gerektiği, ilacın bedelinin karşılanmayacağına dair Kurum işleminin yerinde olmadığı değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile -Topkapı Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından tesis edilen tarihli sayılı kurum işleminin iptaline,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli olan 59,30 TL harç peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacıların kendilerini vekille temsil ettirdiği görülmekle hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine ,
4-Davacılar tarafından sarf edilen 556,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen 169,80 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Muafiyet nedeniyle davalı Kurumdan harç alınmasına yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine, Dair, Taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/12/2022 10:20:01
Katip e-imzalıdır Hakim e-imzalıdır
Comments