top of page

Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Keytruda İlaç İçin Kazandığımız Davanın Sonucu

T.C.

İstanbul Anadolu

. İŞ MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2024/

KARAR NO : 2025/


HAKİM :

KATİP :


DAVACI :


VEKİLLERİ : Av. TÜRKER FATİH ÇİÇEK - [15732-37388-67239] UETS

DAVALI : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI


VEKİLİ :

DAVA : KURUM İŞLEMİNİN İPTALİ(KANSER İLACI)

DAVA TARİHİ : 16/07/2024

KARAR TARİHİ : 17/10/2025 YAZIM TARİH : 24/10/2025


Mahkememizde görülmekte bulunan Kurum İşleminin İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

Davacı vekili; davacıda teşhisi konulan hastalığın tedavisi için önerilen "Pembrolizumab" etkin maddeli "KEYTRUDA" isimli ilacın davalı Kurum tarafından karşılanması ve ödenen ilaç bedelinin iadesi için yaptığı başvurunun ise reddedildiğini belirterek; Kurum işleminin iptali ve öncesinde ödenen ilaç bedelinin iadesi ile tedavide kullanılan ilaç bedellerinin kesintisiz olarak davalı Kurum tarafından karşılanması ve dava tarihine kadar kullanılan ilaç bedellerinin tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.

Davalı Kurum vekili; ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gereken şartların bulunmadığını, Kurum işleminin yerinde olduğunu, dava konusu ilacın SUT listesinde yer almadığından Kurum tarafından bedelinin karşılanmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Davacı vekili tarafından yargılama aşamasında dava konusu ilaç bedeli yönünden 04/09/2024 tarihinde ıslah dilekçesi sunulmuştur.

Davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın istinaf incelemesi sonrasında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi'nin tarih, 2024/ Esas ve 2024/ Karar sayılı ilamı ile karar kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmüştür.

Dava; 5510 sayılı Kanun'un 60-78'inci maddelerinde düzenlenen genel sağlık sigortası hükümlerine göre genel sağlık sigortalısına Kurumca sağlanacak sağlık yardımlarının kapsamı ve aksi yöndeki Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.

5510 sayılı Kanun gereğince genel sağlık sigortasından sağlanacak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanmak, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bir hak, Kurum için ise bu hizmet ve hakların finansmanını sağlamak bir yükümlülüktür (m.62/1).

Kanun'un 63'üncü maddesinde, genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını; hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını; iş kazası ile meslek hastalığı, hastalık ve analık sonucu tıbben gerekli görülen sağlık hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hallerinin ortadan kaldırılmasını veya azaltılmasını temin etmek amacıyla Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetleri sayılmış; maddenin 2'nci fıkrasında ise Kurumun, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usul ve esaslarını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye yetkili olduğu açıklanmıştır. Maddenin son fıkrasında bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının görüşü üzerine Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.

Kanun'un 64'üncü maddesinde, Kurumca finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetleri düzenlenmiş olup; somut uyuşmazlıkta estetik amaçlı sağlık hizmeti, geleneksel, tamamlayıcı, alternatif tıp uygulamaları ve benzeri Kurumca finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetleri söz konusu olmadığı gibi; uygulanmakta olan tedavinin Sağlık Bakanlığınca izin veya ruhsat verilmeyen sağlık hizmetleri ile Sağlık Bakanlığınca tıbben sağlık hizmeti olduğu kabul edilmeyen sağlık hizmetleri arasında olmadığı da belirgindir.

Kanun'un 64'üncü maddesinin (d) fıkrasında, 63 üncü maddeye göre yöntem, tür, miktar ve kullanım sürelerinin belirlenmesi sonucunda Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin kapsamı dışında bırakılan sağlık hizmetlerinin finansmanının Kurumca sağlanmayacağı açıklanmıştır. Kurumun, Kanun'un verdiği yetkiye istinaden alt mevzuat (yönetmelik, tebliğ vd.) ile yaptığı bu türdeki düzenlemelerin Anayasanın sosyal güvenlik ve yaşam hakkına ilişkin hükümlerine, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun ilgili hükümlerine, emsal Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve AİHM kararlarına uygun olması Sosyal Hukuk Devletinin gereğidir. Kurum, anılan hükümler ve kararlar yanında, genel sağlık sigortalısının sağlıklı kalmasını ve hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmasını temin etmeye yönelik olan ve finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerini tıp biliminin gereklerini ve gelişimini de gözeterek belirlemek zorundadır. Kurumun, sağlık yardımlarının yöntem, tür, miktar ve kullanım sürelerinin belirlenmesine ilişkin işlemlerinin idari yargı denetimine tabi olması bir yana; genel sağlık sigortalısı ile Kurum arasında oluşacak uyuşmazlıkların çözümünde, Kurumun işlemine dayanak yaptığı alt mevzuatın (yönetmelik, tebliğ vd.) Anayasa ve Kanun'lara ve bu mevzuatın uygulanması sonucu oluşturulan somut Kurum işleminin hukuka uygunluğunun denetlenmesi de Sosyal Hukuk Devletinin gereğidir.

Kanun'un katılım payı alınması kenar başlıklı 68'inci maddesinde, 63'üncü maddede sayılan sağlık hizmetlerinden katılım payı alınacak olanlar sayılmıştır.

Dosyadaki kayıt ve belgelere göre; davacı tarafından Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna endikasyon dışı ilaç kullanımı talebiyle yaptığı tarihli başvurunun, tarihinde uygun görüldüğünün bildirildiği, davacı tarafından Kuruma tarih ve sayılı dilekçe ile başvuru yapıldığı, Kurum tarafından tarih ve sayılı yazı ile talebin reddedildiği, davacıya ilişkin tüm tedavi evraklarının getirtildiği, konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor aldırıldığı görülmüştür.

Yukarıda yer alan maddi ve hukuki açıklamalar ışığında; davacı tarafından Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna endikasyon dışı ilaç kullanımı talebiyle yaptığı tarihli başvurunun, tarihinde uygun görüldüğünün bildirildiği, davacı tarafından Kuruma 1 tarih ve sayılı dilekçe ile başvuru yapıldığı, Kurum tarafından tarih ve sayılı yazı ile talebin reddedildiği, davacıya ilişkin tüm tedavi evraklarının getirtildiği, uyuşmazlığın çözümü amacıyla HMK'nın 266'ıncı maddesine göre yöntemince oluşturulan bilirkişi kurulundan, somut uyuşmazlığın özellikleri, hastalığın seyri ve tedavi sürecine göre açıklayıcı (somutlaştırıcı) rapor alındığı; hastalığın bulunduğu evreye göre, davaya konu ilaçla yapılacak tedavinin, Kurumca finansmanı sağlanan tedavi yöntemlerine göre daha etkin ve yararlı olduğunun bilirkişi kurulunca belirlendiği, ilacın kullanılmasına karar verilen tarihte bu ilacın hastaya uygulanmasıyla umulan yararın (iyileşme, yaşam süresinin uzatılması vd.) belirli ölçülerde gerçekleştiği ve tedaviye katkısının bulunduğu, dava tarihi olan 16/07/2024 tarihinden mahkememiz son karar tarihine (17/10/2025) kadar aradan geçen yaklaşık 15 aylık sürede davacının sağlığında bozulma olmaması (ki davanın niteliği dikkate alındığında yaşam süresinin teşhisi konulan hastalık nedeniyle uzun süreli olamadığı dikkate alındığında dahi verilen ihtiyati tedbir kararı ve tedavisini yürüten hekimlerin çalışmaları ile uyguladıkları yöntemin hastalığın iyileşmesi ve hastanın sağlığına kavuşması aşamasında ne denli faydalı olduğu da anlaşılmıştır.

Sağlık Uygulama Tebliğinde;

"1.8.5 - Katılım payı alınmayacak haller, sağlık hizmetleri ve kişiler;

(7) Sağlık raporu ile belgelendirilmesi şartıyla; Kurumca belirlenen SUT Eki “Ayakta Tedavide Hekim ve Diş Hekimi Muayenesi Katılım Payı Alınmayacak Kronik Hastalıklar Listesi” nde (EK-1/A) yer alan kronik hastalıklarda, kişilerin bu hastalıkları ile ilgili uzmanlık dalındaki ayaktan muayenelerinde SUT’un 1.8.1 maddesinde tanımlanan katılım payı alınmaz. Ancak; aynı muayenede Kurumca belirlenen katılım payı alınmayacak kronik hastalıklar listesinde yer almayan başka bir tanının da tespit edilmesi ve/veya bu tanıya yönelik tedavinin düzenlenmesi halinde SUT’un 1.8.1 maddesinde tanımlanan katılım payı alınır."

1.9.3 - İlave ücret alınmayacak sağlık hizmetleri;

ç) Kanser tedavisi (radyoterapi, kemoterapi, radyo izotop tedavileri) ...''

4.1.6 - Hasta katılım payından muaf ilaçlar (EK-4/D);

(5) Kurumca katılım payından muaf tutulan hastalıklar, hastalıkları tanımlayan ICD-10 kodları ve bu hastalıklarda kullanılacak ilaçların yer aldığı EK-4/D Listesi, “Hasta Katılım Payından Muaf İlaçlar Listesi” (EK-4/D) olarak Kurumun resmi internet sitesinde yayımlanır." denilerek katılım payı ve ilave ek ücret alınamayacak hastalıklar ve ilaçlar tanımlanmıştır.

Davacının (müteveffanın), Kanser hastası olduğu, tanısının kronik hastalık sınıfında yer almakta olup uygulanan ilaçların günü birlik tedavi kapsamında yatarak tedavide uygulanan ilaçlar olduğu, bu durumun sağlık kurulu raporu ile de belgelendirildiği, hastalık tanısının Ek-4/D Kronik Hastalıklar Listesinde de yer aldığı dikkate alınarak söz konusu ilacın katılım payı ve ilave ek ödemeden muaf olarak davanın kabulüne ve davacının ödemiş olduğu bir doz ilaç bedelinin davacıya iadesine karar verilmiştir.


HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davanın KABULÜ İLE; davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Süreyyapaşa Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi'nin tarih ve sayılı işleminin İPTALİNE,

2-Davacı için hayati öneme haiz bulunduğu anlaşılan "Pembrolizumab" etkin maddeli "KEYTRUDA" isimli ilacın satın alma ve uygulama bedelinin tamamının katılım payından muaf olarak tedavisi süresince davalı Kurumca karşılanmasına,

3-Davacı tarafından dava tarihinden önce kullanılıp bedeli ödenmiş olan 107.011,44 TL tutarındaki ilaç bedelinin, 10.000,00 TL'sine ödeme tarihinden, bakiye 97.011,44 TL'sine ise ıslah tarih olan 04/09/2025 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

4-İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi'nin tarih, 2024/ Esas ve 2024/ Karar sayılı ilamı ile verilen ihtiyati tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamına,

5-Davalı Kurumun harçtan muaf olduğu anlaşılmakla davacı tarafından yatırılan 427,60 TL başvuru harcı, 427,60 TL peşin harç ile 1.400,00 TL ıslah harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,

6-Davacı tarafından yapılan 15.873,00 TL yargılama giderinin davalı Kurumdan alınarak davacıya verilmesine,

7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT gereğince 30.000,00 TL avukatlık ücretinin davalı Kurumdan alınarak davacıya verilmesine,

8-Davacı tarafından yatırılan gider/masraf avanslarından sarfedilmeyen kısımların karar kesinleştiğinde resen davacıya ve davalı Kuruma resen iadesine,

Dair hazır olanların yüzüne karşı, hazır olmayanların yokluğunda verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı. 17/10/2025


Katip Hakim

e-imzalıdır e-imzalıdır

Yorumlar


bottom of page