top of page

Karaciğer Ve İntrahepatik Safra Yolu Kanseri - İMFİNZİ İlaç İçin Kazandığımız Davanın Sonucu !


TÜRK MİLLETİ ADINA



T.C.

İstanbul Anadolu

. İŞ MAHKEMESİ


GEREKÇELİ KARAR


ESAS NO : 2024/

KARAR NO : 2025/

HAKİM :

KATİP :

DAVACI

MİRASÇILARI :

:

VEKİLLERİ : Av. TÜRKER FATİH ÇİÇEK


DAVALI : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI


VEKİLİ :

MÜTEVEFFA :

DAVA : İlaç Bedellerinin Karşılanması, Alacak ve Kurum İşleminin İptali İstemli

DAVA TARİHİ : 16/04/2024

KARAR TARİHİ : 03/12/2025

GEREKÇELİ KARARIN

YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2025


Mahkememizde görülmekte bulunan İlaç Bedellerinin Karşılanması, Alacak ve Kurum İşleminin İptali İstemli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kanser hastalığı nedeniyle dava konusu ilacının kullanımının reçete edildiğini, ilaç bedellerinin karşılanmasına dair yapılan başvurunun davalı tarafından reddedildiğini, ilacın kullanımının müvekkilli için hayati önem taşıdığı, ilaç bedellerinin bir kısmının müvekkili tarafından karşılandığından bahisle, dava konus İMFİNZİ ticari isimli ilaçların bedellerinin davacının tedavisi devam ettiği sürece sosyal güvenlik kurumu tarafından karar kesinleşinceye kadar kesinti yapılmaksızın karşılanmasını, Süreyyapaşa Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi'nin tarih ve sayılın kararının iptalini, fazlaya ilişkin tüm haklarımız saklı kalmak kaydıyla tedavinin devamlılığını sağlamak adına harcanmış olan ilaç bedelinin şimdilik 100.000,00 TL'lik kısmının ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tarafımıza iadesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu ilaç, 2013 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği'nin Ek:4/A Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesinde tanımlı olmadığından Kurumum geri ödemesi kapsamında olmadığını, kanser ilaçlarının ödenmemesi değil, sağlık ve sosyal güvenlik hakkı çerçevesince, Sosyal Güvenlik Kurumunun yükümlülüklerini yerine getirmesinde optimizasyonun (verilen amaç veya amaçlar doğrultusunda belirli kısıtlamaların sağlanarak en uygun çözümün elde edilmesi) sağlanması ve bu ilaçların fiyatlarının çok yüksek olması sebebiyle istismarın önlenmesi olduğunu, kurumun sorumluluğu yasal olarak belirtilen ödeme listelerindeki ilaçlar yönünden olup bu listede yer almayan ilaçlara yönelik ödeme taleplerini kurumun karşılaması söz konusu olmadığını, dolayısıyla kurumun işlemi yasal olup hukuka uygun olduğunu, öncelikle ihtiyati tedbir kararına itirazımızın kabulü ile talebin reddine, devamla davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

TEB, TİCK, Konya Selçuk Tıp Fakültesi Hastanesi, Medicana Hastanesi ve ilgisi SGK ya yazılan müzekkere cevapları incelenmek üzere dosya arasına alınmış ve tüm dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, davacılar murisinin kullandığı ilaç bedellerinin davalı tarafından karşılanması, aksi yöndeki kurum işleminin iptali ve Kurum'a yapılan başvuru öncesi ilaç bedellerinin iadesi istemlidir.

Davacı 'in yargılama süresince 22.01.2025 tarihinde vefat ettiği belirlenmiş, mirasçıları davaya dahil edilerek yargılamaya devam olunmuştur.

Davacılar murisinin kanser tedavisi nedeniyle İmfinzi isimli ilacı kullanmasına dair hekim tarafından salık verildiği anlaşılmıştır.

Davacı yanın, ilaç bedellerin karşılanmasına dair yapmış olduğu başvurunun Süreyyapaşa Sosyal Güvenlik Merkezi'nin 03.04.2024 tarihli yazısı ile reddedildiği ve başvuru dava şartının bu yönde giderildiği belirlenmiştir.

Süreyyapaşa Sosyal Güvenlik Merkezi'nin 17.05.2024 tarihli yazı cevabıyla; davacının kullandığı ilacın 2013 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği'nin Ek:4/A Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesinde tanımlı olmaması sebebiyle geri ödeme kapsamında olmadığının belirtildiği,Türkiye İlaç veTıbbi Cihaz Kurumu'nun 30.04.2024 tarihli yazısı ile ilacın muadilinin bulunmadığı ve ruhsatlı olduğu görülmüştür.

Davacılar murisine ait tüm tedavi evrakları celbedilmiş, bütün dosya kapsamı yönünden onkoloji bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından ibraz edilen 10.01.2025 tarihli raporda özetle; " ilacın ruhsatına uygun kullanıldığı, davacının hayat süresine müspet katkı sağladığı, bu nedenle hayati önemi haiz olduğu, ilacın tıbben ve fennen uygun olduğu ve davacının iyileşmesine katkı sağlayabileceği" şeklinde görüş sunulmuştur.

Uyuşmazlığın esasının aydınlabilmesi için sosyal devlet ilkesi ve Sosyal Güvenik Kurumu'nun sosyal devletteki etkisi üzerine açıklama yapılması gerekmektedir. Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti Anayasamızın 2.maddesin "sosyal hukuk devleti" olarak tanımlanmıştır. Sosyal hukuk devleti ise, insan haklarına dayanan, kişilerin huzur, refah ve mutluluk içinde yaşamalarını güvence altına alan, kişi hak ve özgürlükleriyle kamu yararı arasında adil bir denge kurabilen, çalışma hayatını geliştirmek ve ekonomik önlemler alarak çalışanları koruyan, onların insan onuruna uygun hayat sürdürmelerini sağlayan, milli gelirin adalete uygun biçimde dağıtılması için gerekli önlemleri alan, sosyal güvenlik hakkını yaşama geçirebilen, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak sosyal adaleti ve toplumsal dengeleri gözeten devlettir.

Sosyal hukuk devletinin somut göstergelerinden biri sosyal güvenlik hakkıdır. Niteliği itibarı ile ekonomik ve sosyal bir hak olarak sosyal güvenlik hakkı, devlete bu hakkı hayata geçirmek için gereken tedbirleri almak ve teşkilatı kurmak gibi bir yükümlülük yükler. Sosyal güvenlik hakkı, pozitif statü hakları arasında yer alır ve bu anlamda insanlar için bir hak, devletler için ise bir ödev, bir yükümlülüktür. Pozitif statü hakları, bireylere devletten olumlu bir davranış, bir hizmet, bir yardım isteme imkanını tanıyan haklardır. Şu halde devlet, toplumda yaşayan bireylere ekonomik destek sağlamak, toplumu genel olarak risk kabul edilen iş kazası, hastalık, yaşlılık, maluliyet, işsizlik gibi olaylara ve olgulara karşı korumak ve toplumda yaşayan herkesin kişiliğinin gelişmesini sağlamak için kanuni düzenlemeleri yapmak ve herkesin sosyal güvenliğini sağlayacak tedbirleri almakla yükümlüdür.

5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 3.maddesinde ise Kurum'un amacı; "Kurumun temel amacı; sosyal sigortacılık ilkelerine dayalı, etkin, adil, kolay erişilebilir, aktüeryal ve malî açıdan sürdürülebilir, çağdaş standartlarda sosyal güvenlik sistemini yürütmektir." şeklinde belirlenmiştir.

Şu halde; dosyaya celbedilen davacılar murisinin IMFINZI isimli ilacın kullanımına salık veren hekim raporları, dosya kapsamına alınan 10.01.2025 tarihli bilirkişi heyet raporunda kullanılan ilacın tıbben ve fennen uygun ve hayati önemi haiz olduğuna dair görüş dikkate alınarak; Anayasamızın 2.maddesi gereği Devletin ve sosyal güvenlik hakkının temini amacıyla kurulan davalı Kurumun temel amacının herkesin sıkıntı yaşamaksızın sosyal hizmetlere erişimini mümkün kılmak olduğu, davacının fiziksel tamlığı ve sağlığı noktasında davaya konu ilacı kullanması gerektiği, ilaç bedelinin yüksek olması nedeniyle davacının ekonomik ve sosyal durumunun ilaç bedelini karşılamaya yetmediği, yaşam hakkının kutsallığı nedeniyle davalı kurumun "hayati önemi haiz" dava konusu ilaç bedelini karşılaması gerektiği kanaatine varılmıştır.


Heyet raporunun alınması sonrası, dosya katkı payı ve ilacın rayiç fiyatına uygunluğu yönünde bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından ibraz edilen 08.08.2025 tarihli raporda ise özetle; "davacının katılım payından muaf olduğu, ilaç bedellerine dair yapılan 361.559,22 TL tutarının rayiç bedelle uyum gösterdiği" ifade edilmiştir.

Bu noktada, davacının alacak isteminin niteliğine yönelik açıklama yapmak gerekmektedir. Davacı yan, alacak isteminin belirsiz alacak davası kapsamında kaldığını ifade etmiştir. HMK’nın 107. maddesi; “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır." şeklindedir. Buna göre belirsiz alacak davası davanın açıldığı tarihte alacağın tutarının ya da değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin davacıdan beklenemeyeceği ya da bunun olanaksız olduğu durumlarda, alacaklının, hukuksal ilişkiyi ve en az bir tutar ya da değeri belirterek açabileceği dava olarak tanımlanabilir (Türk Hukuk Lûgatı, Ankara 2021, C.1., s. 148). Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hâli, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkânsızlığa dayanmalıdır. (Emsal Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2023/11-577E.-2025/32K.) Davacı tarafından, ilaç bedellerine dair ödemelere ait faturaların dava dilekçesi ekinde ibraz edildiği, bu yönüyle davacı yanın talebe konu alacağın miktar veya değerini tam ve kesin olarak bildiği, dolayısıyla davanın yukarıda izah edilen HMK'nın 107.maddesinde belirtilen belirsiz alacak davası niteliğini taşımadığı, alacak isteminin mahiyeti itibariyle kısmi dava kapsamında kaldığı değerlendirilmiştir. Bu nedenle bilirkişi tarafından hesap edilen tutar noktasında, davacı yana ıslah için süre verilmiştir.


Davacı tarafça ibraz edilen 29.09.2025 tarihli dilekçe ile dava alacak istemi yönünden ıslah edilmiştir.

Yapılan tüm inceleme neticesinde, dava konusu ilacın kullanımının hayati önemi haiz olduğu ve SUT hükümlerine göre davacıdan katılım payı alınması alınmaması gerektiği, dava tarihi öncesi yapılan ödemelerin ilaç rayiç fiyatına uygun olduğu kanaatine varılarak, davanın kabulü yönünden (dava kısmi dava olarak kabul edildiğinden dava dilekçesinde belirtilen 100.000,00 TL tutarındaki talebe 29.03.2024 tarihinden, bakiye talebe ise ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmiştir. Faiz başlangıç tarihinin 29.03.2024 tarihi olarak kabul edilmesinin nedeni davacının Kurum'a başvurusunda alacak istemini de ileri sürmesidir.) aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Davacılar murisi 'in 26.07.2025 tarihli SUT düzenlemesinden önce vefat etmesi nedeniyle yargılama tedavi süresi dönemi dikkate alınarak yapılmıştır. )


HÜKÜM:(Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,)

1-)Davacıların davasının KABULÜ ile,

-Davacılar murisi 'in tedavisi süresince kullandığı İMFİNZİ isimli ilaç bedellerinin davalı tarafından katkı payı alınmadan ve kesinti yapılmadan KARŞILANMASI gerektiğinin TESPİTİNE, aksi yöndeki tarihli kurum işleminin İPTALİNE,

İlaç bedellerine istinaden yapılan 100.000,00 TL nin tarihinden 261.559,22 TL nin ıslah tarihi olan tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,

2-)Davalı kurum SGK harçtan muaf olduğundan bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacı tarafça yatırılan peşin harcın dosyanın kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde davacılara iadesine,

3-)Davacılar tarafından yapılan 15.369,00 TL yargılama giderinin davalı SGK'dan alınarak davacılara verilmesine,

4-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre hesaplanan 57.849,48 TL avukatlık ücretinin davalı SGK'dan alınarak davacılara verilmesine,

5-)Taraflarca yatırılan gider avansının bakiye kısmının karar kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK'nun 333. maddesi uyarınca taraflara iadesine,

Dair davacılar vekili ve davalı SGK vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İSTANBUL BAM İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/12/2025


Katip Hakim

E-İmzalıdır E-İmzalıdır



Yorumlar


bottom of page