Akciğer Kanseri - Tecentriq İlaç İçin Kazandığımız Davanın Sonucu !
- Av.Dr. Türker Fatih ÇİÇEK
- 2 Tem
- 7 dakikada okunur
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
İSTANBUL . İŞ
MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2024/
KARAR NO: 2025/
HAKİM :
KATİP :
MÜTEVEFFA DAVACI :
VEKİLİ : Av. TÜRKER FATİH ÇİÇEK
MİRASÇILAR :
DAVALI : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
VEKİLİ :
DAVA : İş (Kurum İşleminin İptali İstemli)
DAVA TARİHİ :20/01/2023
KARAR TARİHİ : 17/04/2025
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/04/2025
Mahkememizde görülmekte bulunan Kurum İşleminin İptali (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, “Akciğer kanseri (küçük hücreli akciğer karsinomu)” tanısı konulduğunu ,“TECENTRİQ” isimli ilacın kullanımı neticesi olumlu sonuç aldığını, Türkiye İlaç ve Tıbbı Cihaz Kurumu'nun tarih ve sayılı "Endikasyon Dışı İlaç Kullanım Onayı"Sigortalının tedavisi için zaruri ve hayati önemde ihtiyaç duyulan ruhsatlı ilacın bedelinin ödenmesi için SGK’ya başvurduğunu, ancak SGK İstanbul İl Müdürlüğü’nün ilaç bedellerini ödenemeyeceğini bildirilmiş olduğunun, müvekkilin tedavisi için son çare olarak ilaç bedelinin kendisi ödediğinin, müvekkilin tedavisinde kullanılan “Atezolizumab” etkin madde içerikli “TECENTRİQ” isimli ilacın bedelinin tedavi süresince SGK tarafından kesintisiz olarak karşılanmasını, davacının ödemiş olduğu ilaç bedeli 41.000,04 TL'nin dava tarihinden işleyen yasal faizleri ile birlikte davalı SGK’dan tahsilini, müvekkilinin yasal ve fazlaya ilişkin olarak her türlü haklarının saklı tutulmasını, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT: Davalı kurum cevap dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, davaya konu ilacın kurumca bedeli ödenecek olan ilaçların müvekkili kurumun resmi internet sitesinde yayımlanan listede yer almadığını belirterek davanın reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
ARAŞTIRMA: Sirkeci Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Topkapı Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi, Süreyyapaşa Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi, Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi gelen yazı cevapları dosya içerisine alınmıştır. Uzmanından bilirkişi raporu alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, kurum işleminin iptali ve alacak davasıdır.
Yargılama devam ederken davacının vefat ettiği, mirasçılarının davaya devam ettiği anlaşılmıştır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 63 üncü maddesinde, genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını; hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını; iş kazası ile meslek hastalığı, hastalık ve analık sonucu tıbben gerekli görülen sağlık hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hallerinin ortadan kaldırılmasını veya azaltılmasını temin etmek amacıyla Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetleri sayılmış; anılan maddenin (f) bendinde Kurum’un, “…sağlanacak sağlık hizmetleriyle ilgili teşhis ve tedavileri için gerekli olabilecek kan ve kan ürünleri, kemik iliği, aşı, ilaç, ortez, protez, tıbbî araç ve gereç, kişi kullanımına mahsus tıbbî cihaz, tıbbî sarf, iyileştirici nitelikteki tıbbî sarf malzemelerinin sağlanması, takılması, garanti süresi sonrası bakımı, onarılması ve yenilenmesi hizmetleri…” sağlayacağı, değişik 2 nci fıkrasında, Kurum, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usul ve esaslarını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir. Ancak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görüşünün alınması (f) bendinde belirtilen ortez, protez ve diğer iyileştirici nitelikteki araç ve gereçlerin miktarını, standartlarını, sağlanmasını, uygulanmasını, kullanma sürelerini ve garanti süresi sonrası bakım, onarım ve yenilenmesi hususlarını kapsar. Kurum, bu amaçla komisyonlar kurabilir, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabilir. Komisyonların çalışma usul ve esasları Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Kurumca belirleneceği belirtilmiştir. Anılan Kanun'un 64 üncü maddesinin uyuşmazlık konusu dönemdeki düzenlemesine göre Kurumca finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetlerinin, vücut bütünlüğünü sağlamak amacıyla yapılan ve iş kazası ile meslek hastalığına, kazaya, hastalıklara veya konjenital nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan durumlarda yapılacak sağlık hizmetleri dışında estetik amaçlı yapılan her türlü sağlık hizmeti ile estetik amaçlı ortodontik diş tedavileri; geleneksel, tamamlayıcı, alternatif tıp uygulamaları ve Sağlık Bakanlığınca izin veya ruhsat verilmeyen sağlık hizmetleri ile Sağlık Bakanlığınca tıbben sağlık hizmeti olduğu kabul edilmeyen sağlık hizmetleri, yabancı ülke vatandaşlarının, genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayıldığı tarihten önce mevcut olan kronik hastalıkları olduğu belirtilmiştir. Aynı şekilde 72 nci maddesinde 65 inci madde gereği ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin Kurumca ödenecek bedellerini belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu yetkilidir. Komisyon, tıp eğitimini, hizmet basamağını, alt yapı ve kaynak kullanımı ile maliyet unsurlarını dikkate alarak sağlık hizmeti sunucularını fiyatlandırmaya esas olmak üzere ayrı ayrı sınıflandırabilir. Komisyon, 63 üncü madde hükümlerine göre finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her sınıf için tek tek veya gruplandırarak belirlemeye yetkili olduğu belirtilmiştir.
Anayasanın 56. Maddesi ile; "Devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi arttırarak, işbirliğini gerçekleştirme amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet bu gereğini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir." denilmek suretiyle devletin sağlık hizmetlerini yerine getirmesi Anayasal bir yükümlülük olarak düzenlenmiştir.
5510 sayıyı Kanunun 64. Maddesinde finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetlerine ilişkin dava konusu ile ilgili olarak 17/01/2012 tarih, 6270 sayılı Kanunun 7. Maddesi ile b bendi eklenmiş olup, söz konusu hükme göre 63. Maddeye göre yöntem, tür, miktar ve kullanım sürelerinin belirlenmesi sonucunda kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin kapsamı dışında bırakılan sağlık hizmetlerinin Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak kurumca çıkarılacak Yönetmelik ile düzenleneceği belirtilmiştir. Mevzuatımızda 23/08/2008 tarih, 26976 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik", 26.03.2016 Tarih 29665 Sayılı Resmi gazetede yayımlanan "Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmelerinin/protokollerinin Hazırlanması Ve Akdedilmesine İlişkin Yönetmelik", 10.02.2016 Tarih 29620 Sayılı Resmi gazetede yayımlanan "Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Sağlık Sigortası Alternatif Geri Ödeme Yönetmeliği" aynı resmi gazete yer alan "İlaç Geri Ödeme Yönetmeliği", 01.08.2019 Tarih 30849 Sayılı Resmi gazetede yayımlanan "Türkiye İlaç Ve Tıbbi Cihaz Kurumu Bilimsel Danışma Komisyonlarının Teşkili Ve Görevleri Hakkında Yönetmelik" bu amaca yönelik olarak çıkarılmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğinin 3/1g Maddesinde "sağlık uygulama tebliği (SUT)" tanımlanmıştır. "Sağlık Uygulama Tebliği: Kurumca finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerine ait ücretler ile tedavi yardımlarının verilmesine ilişkin usul ve esasların belirlendiği kurumca yayımlanan ilgili yıl Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğini" ifade etmektedir.
Sağlık Uygulama Tebliğ (SUT), tedavinin finansmanının kim tarafından karşılanacağı hususunda çerçeve çizmektedir. Sut kapsamında yer almayan hizmetin hangi şartlarda karşılanacağına dair Yargıtay içtihatları yol gösterici niteliktedir. Bu doğrultuda içtihatlar incelendiğinde; "ilacın söz konusu kanser hastalığının tedavisinde hayati öneme haiz ve kullanılmasının zorunlu olup olmadığının, dolayısıyla kullanılmasının tıbben ve fennen sigortalının iyileşmesine katkıda bulunup bulunmayacağının, ilacın hangi tür kanser hastalarında hangi evrede ve hangi dozda kullanılacağının ve bu hususların nasıl belirleneceğinin, davaya konu ilaçla yapılacak tedavinin bilinen mevcut tedavi yöntemlerine göre daha etkin ve daha yararlı olup olmadığının belirlenmesi" kriterlerinin etkin olduğu anlaşılmaktadır. Davacının sağlık kayıtları ilgili hastanelerden celp edilmiş, Mahkememizce yerleşik Yargıtay ilamı gereğince sağlık kurulu raporu düzenlenmesi için dosya İstanbul Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanlığı'na tevdi edilmiştir.
07/05/2024 tarihli bilirkişi raporunda özetle; yaygın evre küçük hücreli akciğer kanseri tanısı konan davacıya Carboplatin + Etoposid kombinasyon kemoterapisi ile birlikte bir immünoterapi ajanı olan Atezolizumab (Tecentriq) tedavisinin uygulandığı, söz konusu evrede olan bu hastalığın tedavisinde seçilen ve uygulanan tedavi protokolü uygulamanın yapıldığı dönemde tüm dünyada benimsenen ve önerilen tedavi seçeneklerinden birisi olduğunun görüldüğü, bu seçimin saygın uluslararası kılavuzlarda (örneğin NCCN ve ESMO gibi) bulunan tedavi önerilerine dayandığı, bu önerilerin uluslararası bilimsel arenada yapılmış olan çalışmaların en güncel verilerinin bir sonucu olarak tüm dünyada bu iş ile uğraşan profesyonel uygulayıcıların dikkatine sunulduğu, yaygın evre küçük hücreli akciğer kanseri halen günümüzde ölümcül bir hastalık olduğu, tedavi ile hastalığın tamamen yok edilmesi başarılamamakta, ancak daha uzun süre hastanın yaşamasını sağladığı, immunoterapili tedavi protokolünün immunoterapi içermeyen tedaviye göre daha üstün bulunduğu, hastanın tedavisine immunoterapi tedavisi eklenmeyip hasta yalnızca kombinasyon kemoterapisi ile tedavi edildiğinde kuşkusuz bu tedaviden de yarar göreceğini, ancak bu durum önerilen immunoterapili protokole göre daha az başarılı sonuçlara neden olacağı gerçeğinin bilimsel açıdan gösterildiği, günümüzde immünoterapi içeren tedavi protokolü en optimal tedavi biçimini oluşturduğu ve uygulamanın yaşamsal öneme sahip olduğu, seçilen tedavi protokolünün hastaya uygun endikasyonlar dahilinde önerilen doz ve şema biçiminde uygulandığı, bu tedavi biçiminin yerinde olduğu, hastaya en çok yarayan en iyi tedavi biçimlerinden biri olup en güncel tedavi yöntemleri arasında ve hayati öneme sahip olduğu kanaati bildirilmiştir.
Söz konusu bilirkişi raporu gerekçeli ve denetimi elverişli olmakla hükmü esas alınmıştır.
Yargıtay İçtihatları nazarında dosya SUT alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmiştir. 28.03.2025 tarihli bilirkişi raporunda özetle;davaya konu TECENTRİO (Atezolizumab) isimli ilacın SGK tarafından ödenen başka bir formunun bulunmadığı, perakende satış fiyatının hastaya kullanıldığı tarihte rayicine uygun olduğu, ilacın kullanımının hastanın hekimi tarafından uygun görüldüğü, ilaç bedelinin SGK tarafından kesinti yapılmaksızın karşılanmasının uygun olduğu, davacı hastadan katılım payı alınmamasının uygun olacağı, davalı SGK tarafından davacı tarafa ödenmesi gereken meblağın 9624 yasal faizi hariç 41.000,04 TL olduğu, faiz başlangıç tarihinin 13/01/2023 (talep tarihi) faiz bitiş tarihinin dava tarihi (20/01/2023) olduğu, faiz miktarının 191,33 TL olduğu, anapara + faiz toplamının 41.191,37 TL olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Sağlık kurulu raporu, davacının tedavi evrakları, yasal mevzuat ve içtihatlar hep birlikte değerlendirildiğinde; davacıya sınırlı evre küçük hücreli akciğer kanseri teşhisi konulduğu, tedaviyi yürüten uzman hekimi tarafından kemoterapi ile davaya konu ilaç olan "TECENTRİQ" isimli ilacın kullanılmasının uygun görüldüğü ve reçete edildiği, davacının kuruma başvuru şartını yerine getirdiği, kurumun davaya konu ilacın SUT kapsamında olmaması nedeniyle başvuruyu reddettiği, Onkoloji alanında uzman öğretim üyesi bilirkişi heyetinden alınan raporda; Atezolizumab (TECENTRİQ) carboplatin+etoposidkombinasyonunun bu tedavide standart tedavi şemalarından birini oluşturduğu, rutin olarak kullanılıp önerildiği, hastaya en çok yarar sağlayan en iyi tedavi biçiminden biri olduğu ve hayati öneme sahip olduğu Üniversitenin Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyelerince tespit edilmiş olup, ilaç katılım payından muaf olduğu, davaya konu 41.000,04 TL ilaç bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsili ve Anayasa'ca koruma altına altına alınan yaşam hakkı da göz önüne alınarak kurum tarafından karşılanması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak tedbir kapsamında SGK tarafından karşılanan bedellerin davalı üzerinde bırakılması ve aksi yöndeki kurum işleminin iptali yönünde davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
a-Sirkeci Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından davacının tedavisinde kullanılan "Atezolizumab" etken maddeli "TECENTRİQ" isimli ilaç bedelinin kurum tarafından geri ödenmesi talebinin reddine ilişkin tesis edilen tarih ve sayılı işlemin iptaline,
b-Tedbir kapsamında SGK tarafından karşılanan bedellerin SGK üzerinde bırakılmasına,
c-41.000,04 TL ilaç bedelinin (13/01/2023) kuruma başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsili ile mirasçılara ödenmesine, 2-5502 sayılı yasanın 36. maddesi uyarınca SGK harçtan muaf olduğundan aleyhine harca hükmedilmemesine, 3-Davacının yatırmış olduğu 179,90 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan 8.130,75 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacı mirasçılarına verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 30.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı mirasçılarına verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine, İlişkin gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/04/2025
Katip e-imzalıdır Hakim e-imzalıdır
Yorumlar