top of page
Ara

Deri Malign Neoplazmı - Opdivo (Nivolumab) İlaç Aldığımız Dava Kabul Emsal Karar

TÜRK MİLLETİ ADINA


T.C.

BAKIRKÖY . İŞ

MAHKEMESİ


GEREKÇELİ KARAR



ESAS NO : 2021/

KARAR NO : 2022/

HAKİM :

KATİP :

DAVACI :

VEKİLİ : Av. TÜRKER FATİH ÇİÇEK

DAVALI : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI -

VEKİLİ :

DAVA : İş (Kurum İşleminin İptali İstemli)

DAVA TARİHİ : 08/11/2021

KARAR TARİHİ : 26/10/2022

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2022


Mahkememizde görülmekte bulunan İş (Kurum İşleminin İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,


GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:


Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; "Deri Malign Neoplazmı” teşhisi konulduğu, tedaviyi uygulanan hekimler tarafından, hastalığın tedavisi için önerilen ve Türkiye İlaç veTibbi Cihaz Kurumu tarafından endikasyon dışı kullanım onayı verilen "Nivolumab" etken maddeli "Opdivo” ilacın kullanımının gerektiğini, bu ilacın aynı özelliklere haiz herhangi bir muadili bulunmadığı, etken maddesi ve ilacın birleşenleri gereği tedavide belirtilen ilacın kullanılmasının hayati önem taşıdığı, söz konusu ilacın Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından uygun görüldüğü, bu nedenle ilaç bedellerinin karşılanması hususunda Topkapı Sgm'ne başvuruda bulunulduğu ancak bu başvurularının reddedildiği, davalı kurumun red işleminin iptalini, tedavi boyunca ilacın bedelinin davalı kurum tarafından karşılanması ile dava sonuçlanıncaya kadar davacının mevcut hastalığı nedeni kullanmak zorunda olduğu söz konusu ilacın bedelinin davalı SGK tarafından karşılanması hususunda ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu talep ve dava etmiştir.


Davalı vekili cevap dilekçesine özetle; "Davacının kanser ilacının Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesi” nde (EK-4/A) olup olmadığı, Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesi” nde (EK-4/A) olmaması halinde bedelinin ödenmeyeceğini, listede yer almayan ruhsatlı ilaçlar ile Sağlık Bakanlığı tarafından verilen ruhsatı olmayan - ilaçların geri ödemesinin yapılmadığını, Davacının Kuruma yaptığı başvurusunda "NIVOLUMAB" etkin maddeli OPDIVO INFÜZYONLUK ÇÖZELTİ KONSANTRESİ İÇEREN FLAKON isimli ilacın bedelinin karşılanmasını istediğini, Kurum tarafından verilen cevapta bahse konu ilacın Sağlık Uygulama Tebliği ödeme kapsamındaki ilaçların tanımlandığı 4/A (Bedeli Ödenecekler Listesi) ve 4/C (Yurtdışı İlaçlar Fiyat Listesi) listelerinde yer almadığından fatura bedellerinin ödenemeyeceği hususunun bildirildiğini, Ek 4/A ve 4/C listelerinin oluşturulması esnasında uzman doktorlar, Sağlık Bakanlığı ve ilgili kurum ve kuruluşlardan görüş alındığı, sayın Mahkemece de aynı yönde ve geniş çaplı tıbbi inceleme yapılarak sonuca ulaşılması gerekli olduğu, davacının taleplerinin yasal dayanağının bulunmaması nedeniyle ihtiyati tedbir ve esas talepleriyle birlikte reddi gerektiğini” talep etmiştir.


GEREKÇE:


Dava, davacının kanser hastalığının tedavisinde kullanılan ilaç bedelinin kurum tarafından karşılanması gerektiği talebine ilişkin olup davacıya ilişkin tedavi evrakları ve kurum kayıtları dosyamız arasına celp edilmiştir.

Dosya içerisinde bulunan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun tarihli cevabi yazısında kurumlarınca verilen tarihli endikasyon dışı ilaç başvurusunda davacının rahatsızlığı nedeniyle deri malign melanomu tanısının tedavisinde nivolumab etkin maddeli ilaçların kullanımının uygun görüldüğünün anlaşıldığı,


Dosya içerisinde bulunan Topkapı SGM'nin tarihli yazı cevabı ekinde davacı tarafından kurumlarına yapılan başvuruyu gösterir işlem dosyasının gönderildiği, davacının kurumlarına yaptığı tarihli başvuruya istinaden Topkapı SGM tarafından tarihli cevapla SUT madde 4.2.14.C.3.pp de açıklanan kriterleri sağlamadığından opdivo isimli ilacın geri ödemesinin mümkün olmadığının bildirildiğinin anlaşıldığı,


Dosya içerisinde bulunan Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti'nin havale tarihli yazı cevabında ise, davaya konu nivolumab etken maddeli opdivo infüzyonluk çözelti konsantresi içeren flakon isimli müstahzarın eşdeğeri bulunmadığının bildirildiği,


Dosya rapor hazırlamak üzere eczacı , onkoloji ve sosyal güvenlik alanında uzman olan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, mahkememize sunulan tarihliraporun incelenmesinde, hastanın kurum sigortalısı olması, söz konusu ilacın hastanın tedavisinde yüksek derecede fayda sağlayacağı tedaviyi yapan konusunda uzman hekim tarafından öngörülmüş olması , SGK'nın geri ödeme kapsamında aynı tedaviyi yapan muadil bir ilacın bulunmaması, davacının hastalığının tanısı ve tedavisinde karar veren hekimlerin konusunun uzman olmaları ve diğer tedavileri denedikten sonra son aşamada bahse konu ilacı tercih etmiş olmaları, halen de dünyada benzer tedavi yaklaşımının bahsi geçen hastalıkta uygulanması , bahse konu ilacın tüm yan etkileri göze alınarak kullanılmaya başlanılmış olması , tanıya uygun ilaç yazılmış ve ilaç raporunda belirtilen dozlarda da tedavinin uygulanmış olması sebepleriyle davaya konu ilacın SGK tarafından kesintisiz karşılanması gerektiği , ilacın başka bir muadil formunun bulunmadığı ve ilaç bedellerin davalı kurum tarafından karşılanmasının uygun olduğunun bildirildiği,


Mahkememize hitaben sunulan tarihli bilirkişi raporunun denetime açık ve anlaşılır olması sebebiyle hükme esas alınmasına karar vermek gerekmiştir.

Sosyal Güvenlik Kurumu'nun kuruluş ve işleyiş amacının mensuplarının sağlıklı olarak yaşamlarını idame ettirmesi olduğu düşünüldüğünde mensubu olan bir hastaya tedavisini yapan doktorlar tarafından hastalığın tedavisinde uygun görülen ilacın bedelinin SUT koşullarında karşılanması da Sosyal Güvenlik Kurumu'nun görevleri arasında yer almaktadır. Bireylerin sağlık hakkına ilişkin olarak Anayasanın 56. maddesinde; “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi arttırarak, iş birliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.” hükmü amirdir.


Sosyal Güvenlik Hakkı yönünden Anayasanın 60 ıncı maddesinde; “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.” hükmü amir olup, sağlık hakkı ve sosyal güvenlik hakkı Anayasa’da “temel haklar” arasında yer alan Türkiye’nin taraf olduğu ve usulüne göre iç hukukuna dahil ettiği uluslararası hukuk kaynakları tarafından düzenlenmiş insan haklarıdır. Sağlık hakkının, Anayasanın 90’ıncı maddesindeki hüküm gereği “esas alınma” niteliği ile Devletin sağlık hakkından doğan ödevleri yönünden Anayasa’nın 2’nci maddesinde yer alan “insan haklarına saygılı, … sosyal hukuk devleti” niteliği, devletin Anayasal ve Uluslararası Sözleşmeler ile Sağlık ve Sosyal güvenlik alanlarında hakların sağlanması açısından yükümlülükler altına girmiş bulunduğu, davacının tedavi gördüğü hastalığı dikkate alındığında ilaç kullanmaması halinde yaşama hakkının ihlal edileceği göz önüne alınarak değerlendirildiğinde davacının rahatsızlığı nedeniyle tedavisinde kullanması uygun bulunan ilacın endikasyon dışı kullanımı ile Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması gerektiği anlaşılmakla ,


Böylece tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın davacının kanser hastalığının tedavisinde kullanılan ilaç bedelinin kurum tarafından karşılanması gerektiğinin tespitine ilişkin olduğu davacının kurum sigortalısı olduğu ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından hastalığı nedeniyle davacının rahatsızlığı nedeniyle deri malign melanomu tanısının tedavisinde nivolumab etkin maddeli ilaçların kullanımının uygun görüldüğünün anlaşıldığı, hükme esas alınan üç kişilik uzman bilirkişi heyeti tarafından alınan bilirkişi raporuna göre de kurum işleminin iptalinin mümkün görüldüğü, davacının davalı kurum sigortalısı kapsamında bulunduğu, tedavi için kullanılan ilacın hasta için hayati öneme haiz olduğu ve tedavi anlamında daha etkin ve hastalık için uygun tedavi seçeneği olduğu, sağlık yardımlarının kapsamının tedavi süresince gerekli ilaç ve iyileştirme giderlerini kapsaması gerektiği, hangi ilacın uygulanacağı hususunun doktorların karar vereceği tıbbı bir karar olduğu, takibini yapan onkologlar tarafından bahse konu ilacın tüm yan etkileri göze alınarak kullanılmaya başlanılmış olması, davacının hastalığının tanısı ve tedavisinde karar veren hekimlerin konusunun uzmanı olmaları ve uygulanan dava konusu ilaç tedavisi ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna tedavisini yapan hastane tarafından tedavi öncesinde başvuruda bulunmuş olması, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tedavinin yüksek derece fayda sağladığının rapor edilmesi, davacının tedavisinde hayati önem arz ettiği, ilacın muadilinin bulunmaması, davacının tedavi gördüğü hastalığı dikkate alındığında ilaç kullanmaması halinde yaşama hakkının ihlal edileceği göz önüne alınarak, T.C. Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde yer alan yaşama hakkı, sağlık hakkı, sosyal güvenlik hakkı ilkeleri ve dosyamız arasına alınan bilirkişi raporu ve tüm tespitler birlikte dikkate alındığında, davacının kanser tedavisinde hekimi tarafından kullanılması uygun görülen dava konusu ilaç bedellerinin davalı kurum tarafında ödenmesi gerektiği anlaşılmakla, iş bu davanın kabulü ile davacının tedavisinde kullanılan NİVOLUMAB etken maddeli OPDİVO isimli ilacın bedelinin davalı kurum tarafından karşılanmasının gerektiğinin tespitine aksine Topkapı Sgm'nin tarihli kurum işleminin iptaline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.


HÜKÜM: Davanın kabulü ile;


1-Topkapı Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi'nin tarih ve sayılı kurum işleminin iptali ile davacının tedavisi boyunca kullanılan ve kullanılacak olan NİVOLUMAB etken maddeli OPDİVO isimli ilaç bedelinin kesintisiz olarak Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması gerektiğinin tespitine,

2-Davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan harçların isteği halinde davacıya iadesine,

3-Davacı tarafça harç dışında yapılan toplam 2.306,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

5-Davacı kendini vekille temsil ettiğinden A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

6-Davalı kurum tarafından yapılan masrafların üzerine bırakılmasına,

7-Talep halinde kararın taraflara tebliğine, kararın kesinleşmesinden sonra arta kalan avansın iban numarası bildirildiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair; Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/10/2022


Katip e-imzalıdır. Hakim e-imzalıdır

Komentar


bottom of page