Meme Kanseri - Abemasiklib Etken Maddeli YULAREB İlaç İçin Kazandığımız Davanın Sonucu
- Av.Dr. Türker Fatih ÇİÇEK
- 2 gün önce
- 6 dakikada okunur
T.C.
DENİZLİ
. İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO : 2025/
KARAR NO : 2025/
DAVACI :
VEKİLİ : Av. TÜRKER FATİH ÇİÇEK
DAVALI : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI/ANKARA
VEKİLİ :
DAVANIN ÖZETİ : Davacı tarafından, ''Meme Kanseri'' hastalığının tedavisinde kullanılan Yulareb (abemasiklib etken maddeli) isimli ilacın kullanılması için bedelinin karşılanması istemiyle yapılan başvuruların reddine ilişkin Denizli Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi'nin tarih ve sayılı işlemin; hukuka aykırı olduğu, sağlıklı yaşam hakkı ve sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmadığı, hastalığının tedavisi için zorunlu bulunduğu, ilaç tedavisinin aksaması halinde telafisi güç ve imkansız zararların doğabileceği ileri sürülerek iptali ile ilaç bedeli için ödenen 42.820,01-TL'nin yasal faizi ile ödenmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ :Sağlık Uygulama Tebliğinin 4.1.9/1 maddesinde göre, Kurumca bedeli ödenecek olan ilaçların Kurumun resmi internet sitesinde yayımlanan “Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesi”nde (EK-4/A) maddesinde belirtildiği, davacının talebine konu olan ilacın Sağlık Uygulama Tebliği Ek-4/A bedeli ödenecek ilaçlar listesinde yer almadığından dolayı söz konusu ilaç bedelinin ödenemeyeceği, tesis edilen işlemde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Denizli . İdare Mahkemesince, önceden belirlenerek taraflara tebliğ edilen 19.11.2025 günlü duruşmaya davacı vekili Av. Türker Fatih Çiçek'in Yetkili kıldığı le davalı idareyi temsilen geldiği görüldü. Taraflara usulüne uygun söz verilip açıklamaları dinlendikten sonra dava dosyası incelenerek, işin gereği görüşüldü:
Dava, meme kanseri tedavisi gören davacı tarafından, tedavisinde kullanılan ilaç bedelinin tedavi süresince karşılanması talebiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali ile ödediği 42.820,01-TL ilaç bedelinin hesaplanacak yasal faiziyle birlikte (kesintisiz olarak) ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 2. maddesinde; Devletin sosyal bir hukuk devleti olduğu vurgulanmış, 5. maddesinde; Devletin temel amaç ve görevleri; kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak olarak belirtilmiş, 17. maddesinin birinci fıkrasında ise; "herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir" hükmüne yer verilmiştir.
Yine Anayasanın "Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması" başlıklı 56. maddesinin üçüncü fıkrasında; "Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler" hükmüne, dördüncü fıkrasında; "Devlet,bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir" hükmüne, "Sosyal güvenlik hakkı" başlıklı 60. maddesinin birinci fıkrasında; "Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir" hükmüne, ikinci fıkrasında; "Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar" hükmüne, "Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları" başlıklı 65. maddesinde; "Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir" hükmüne yer verilmiştir.
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun "Temel Esaslar" başlıklı 3. maddesinin (k) bendinde ise; "Koruyucu, teşhis, tedavi ve rehabilite edici hizmetlerde kullanılan ilaç, aşı, serum ve benzeri biyolojik maddelerin üretiminin ve kalitesinin teşvik ve temini esas olup, her türlü müstahzar, terkip, madde, malzeme, farmakope mamulleri, kozmetikler ve bunların üretiminde kullanılan ham ve yardımcı maddelerin ithal, ihraç, üretim, dağıtım ve tüketiminin, amaç dışı kullanılmak suretiyle fizik ve psişik bağımlılık yapan veya yapma ihtimali bulunan madde, ilaç, aşı, serum ve benzeri biyolojik maddeler ile diğer terkiplerin kontroluna, murakabesine ve bunların yurt içinde ve yurt dışında ücret karşılığı kalite kontrollerini yaptırmaya, özel mevzuata göre ruhsatlandırma, izin ve fiyat verme işlerini yürütmeye Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı yetkilidir." hükmü öngörülmüştür.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun "Sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile bunlardan yararlanma" başlıklı 62. maddesinde; "Bu Kanun gereğince genel sağlık sigortasından sağlanacak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanmak, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bir hak, Kurum için ise bu hizmet ve hakların finansmanını sağlamak bir yükümlülüktür. Sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan genel sağlık sigortalısı ile bakmakla yükümlü olduğu kişiler yararlandırılır. Bu Kanun kapsamındaki kişilere sağlanacak sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile kişilerden alınan primlerin tutarı arasında ilişki kurulamaz. " hükmü, "Finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ve süresi" başlıklı 63. maddesinde ise; "Genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını; hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını; iş kazası ile meslek hastalığı, hastalık ve analık sonucu tıbben gerekli görülen sağlık hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hallerinin ortadan kaldırılmasını veya azaltılmasını temin etmek amacıyla Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetleri şunlardır: (...) b) Kişilerin hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak; hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbi müdahale ve tedaviler, hasta takibi ve rehabilitasyon hizmetleri, organ, doku ve kök hücre nakline ve hücre tedavilerine yönelik sağlık hizmetleri, acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbi bakım ve tedaviler. (...) f) Yukarıdaki bentler gereğince sağlanacak sağlık hizmetleriyle ilgili teşhis ve tedavileri için gerekli olabilecek kan ve kan ürünleri, kemik iliği, aşı, ilaç, ortez, protez, tıbbî araç ve gereç, kişi kullanımına mahsus tıbbî cihaz, tıbbî sarf, iyileştirici nitelikteki tıbbî sarf malzemelerinin sağlanması, takılması, garanti süresi sonrası bakımı, onarılması ve yenilenmesi hizmetleri. (...)" hükmü yer almıştır.
Öte yandan, Sağlık Uygulama Tebliğinin "Reçetelere yazılabilecek ilaç miktarı" başlıklı 4.1.4 maddesinin dördüncü fıkrasında; "Bir ilacın Ülkemizde onaylanmış endikasyonu ve Kısa Ürün Bilgisinde tanımlanan dozu dışındaki her türlü kullanımı, Sağlık Bakanlığınca verilen endikasyon dışı ilaç kullanım onayı ile mümkündür.
a) Bir ilacın ülkemizde onaylanmış endikasyonu dışındaki her türlü kullanımı için Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan “Endikasyon Dışı İlaç Kullanımı Kılavuzu”nda belirtilen esaslara da uyulacak olup, kılavuzda tanımlanmamış durumlar için hasta bazında Sağlık Bakanlığı endikasyon dışı ilaç kullanımı onayı aranır.
b) Kurum web sayfasında yayımlanan EK-4/D Listesinde yanında (*) yıldız işareti bulunmayan ilaçların, söz konusu listede ilişkilendirilen hastalıklarda kullanımı halinde Sağlık Bakanlığı endikasyon dışı ilaç kullanım onayı aranmaz.
c) Sağlık Bakanlığı tarafından verilen endikasyon dışı ilaç kullanım onaylarında, bu onay için süre belirtilmemiş ise rapor yenilenmesinde yeni onay aranmaz.
ç) Endikasyon dışı ilaç kullanım onayı aranacak ilaçlar için reçeteler ve sağlık raporları ilgili uzman hekim/hekimlerce düzenlenir.
d) Bir ilacın ülkemizde onaylanmış endikasyonunda tanımlı olmayıp, SUT’ta özel düzenleme olarak yer alan koşulu dışında kullanımı, Sağlık Bakanlığınca hasta bazında verilen endikasyon dışı ilaç kullanım onayı ile mümkündür.
e) EK-4/A Listesinde yer alan ve SUT’ta endikasyona dayalı özel düzenlemesi olan bir ilacın, bu düzenlemenin yürürlük tarihinden sonra Sağlık Bakanlığınca sonradan ilacın ülkemizdeki ruhsatlı endikasyonlarına yeni bir endikasyon eklenmesi halinde; ilacın eklenen yeni endikasyonda kullanımı, Sağlık Bakanlığınca hasta bazında verilen endikasyon dışı ilaç kullanım onayı ile mümkündür." hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; meme kanseri tedavisi görmekte olan kamu emeklisi davacı tarafından; tedavisinde kullanılan ve Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından endikasyon dışı ilaç kullanım onayı verilen “abemasiklib” etken maddeli ''yulareb' isimli ilaç bedellerinin tedavi süresince karşılanması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Denizli Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün tarih ve sayılı işleminin iptaline ve ödediği 42.820,01-TL ilaç bedelinin ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, kanser hastası olan davacının hastalığının tedavisinde “abemasiklib” etken maddeli ''YULAREB'' isimli ilacın, tedavi sürecinin bir parçası olduğu, davacının hastalığı da göz önüne alındığında yaşamsal öneminin bulunduğu, dolayısıyla sözü edilen ilaç bedelinin ödenmemesinin, 5434 sayılı Kanun kapsamında tedavi yardımından yararlanan davacının sağlıklı yaşam hakkı ve sosyal devlet ilkesi ile bağdaşmayacağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında genel sağlık sigortasından sağlanacak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanmanın genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bir hak olduğu ve bu hizmet ve hakların finansmanını sağlamanın davalı idarenin yükümlülüğünde olduğu sonucuna ulaşıldığından, davacının tedavisi için ilgili hekim tarafından kullanımı uygun görülen ilaç bedelinin tedavisi süresince davalı idare tarafından karşılanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bununla birlikte, Mahkememizce yapılan değerlendirmede; hak ve nesafet ilkesi gereğince ilaç bedellerinin davacının tedavisinin başladığı andan itibaren kesintisiz olarak karşılanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Öte yandan; Anayasa'nın 125. maddesi gereğince, yukarıda hukuka aykırılığı ortaya konulan işlem nedeniyle davacının ödediği 42.820,01-TL ilaç bedellerinin, davanın açıldığı tarih olan 27/05/2025 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte kesintisiz olarak davacıya ödenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 2.483,20-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işleri için belirlenen 40.000,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından sarf olunan ve aşağıda dökümü yapılan 400,00-TL yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına, artan posta avanslarının işbu kararın kesinleşmesinden sonra aidiyetine göre re'sen davacı ve davalıya iadesine, kararın taraflara tebliğine, tebliği izleyen günden itibaren 30 gün içinde İzmir Bölge İdare Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere, 25/11/2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye








Yorumlar